“Hepimiz İttihatçıyız” Tartışması
Aydınlık gazetesinde oldukça ilginç bir yazı yayımlandı.. Mehmet Ali Güller imzasııyla kaleme alınan yazıda, tarihteki misyonu bir hayli tartışmalı olan ittihat ve terakki hareketine abartılı övgülerde bulunulurken, Kurtuluş Savaşı’nı neredeyse ittihatçıların tek başına kazandıkları savunuldu.
Yazının en dikkat çeken bölümü, Miloşeviç ile Mustafa Kemal arasında benzerlik kurularak, ikisinin de “emperyalizme karşı vatan savunması yapmış liderler”olduğunu savlayan bölümdü.
Bu ilginç yaklaşım, gündem bombardımanına tutulmuş kamuoynda fazla ses getirmediyse de anti-emperyalist-Kemalist-yurtsever çevrelerde tepkiyle karşılandı.
Aydınlık gazetesi yazarı Mehmet Ali Güller’in savı şu:
“Enver-Cemal-Talat Paşa üçlüsü, Mustafa Kemal-İnönü-Bayar üçlüsü, Miloseviç-Saddam Hüseyin-Esad üçlüsü aynı cephede, yani emperyalizme karşı vatan savunma cephesindedir!”
Yazının tamamı için:
Mustafa Kemal’in İttihat ve Terakki ile arasındaki mesafeyi yok sayan ve tarihe yüzbinlerce Boşnak’ı katletmiş bir faşist olarak geçen Miloşeviç ile Atatürk’ü aynı halkanın içine koyan bu yaklaşıma en özlü tepki, gavurege.com sitesinin Kurşun Kalemler bölümünden geldi.
“Kurşun Kalemler” bölümünde, siteye yorum yazan takipçilerin dikkat çeken yorumları yayımlanıyor. Bu yorumcular arasında “ulusal” medyada yıllardır yazanlara taş çıkartacak kalemler olduğuna da ayrıca dikkat çekelim.
Gavurege’nin takipçilerinden Fatma Gürman, Mehmet Ali Güller’in yaklaşımına sert tepki gösterdi:
“Bize bu adamları hangi yüzle örnek gösteriyorsunuz ?
Neden bu zerzevata muhtaç oldunuz, ya da sizi bunlara muhtaç hissettiren hangi eksiklik duygusudur ?
Neyin yokluğu size bunları söyletiyor ?”
Fatma Gürman’ın yorumu
(bu yorumum eğer sitenin genel çizgisine ters düşecek ve zarar verecek bir yorum olarak değerlendirilirse yayınlamayınız, benim amacım polemik değildir, siteye zarar gelmesini asla istemem)…ben bu hepimiz ittihatçıyız söylemini asla kabul etmiyorum…zehirdir bu zehir, yeni nesillere zerk edilmeye çalışılan…yapamayacaksınız…bu söylemden vazgeçmezseniz bu topraklarda yer bulamazsınız…ittihatçilerin yönetiminde hiçbirşey iyi değildi…darbe ile ele geçirdikleri devleti kısa zamanda almanyanın kuyruğunda 1.dünya savaşına sokup devlete ölümcül darbeyi indirdiler ve kaçıp gittiler…milliyetçiliği osmanlı devletinin düşmanı olan fransaya gidip öğrendiler…mükemmel fransızca öğrenerek geri döndüler…avrupa kültür ve medeniyetini öğrenmeye ve öğretmeye giriştiler, türkleri ve türklüğü hakir gören insanlardır…bunların neresi türk milliyetçisi ???adlarına jön türk deniyor ama içlerinde türk asıllı kaç kişi var ??? adları türk olabilir ama kendilerini türk hisseden kaçıdır ??? kuvva-yı milliyenin bel kemiği, iç anadolunun yırtıcı, gücendirilmiş, tutkulu ve savaşkan yedeklerini harcamamış, muhafaza edebilmiş, hiçbir yere gitmemiş, yerinden ayrılmamış koyun güden, çoluk çocuk yetiştiren türkmenleridir…mustafa kemal’in bayrağı açmasıyla bunlar hızlı bir şekilde işgalci fransızın, ingilizin, yunanlının üstüne yürüyüp memleketi işgalden kurtardılar ve bugün o işgalci emperyalistlerin ve yerli işbirlikçileri olan dincilerin, kürtçülerin ve kincilerin elele verip yıktıkları gardrop atatürkçülerinin de çekirdek çıtlayarak seyrettikleri dolaylı olarak yıkanlara payanda oldukları bağımsız türkiye kuruldu…mustafa kemal’e ittihatçı demek için epey bir dolanmak ve dolandırmak gerekir lafı beyler…ne oluyoruz hayrola…sol gösterip sağ vurmalar başladı mı yine ??? bırakın artık bu bayat söylemleri…yeni bir dünya kurulacak, eskisi tükeniş bayrağını çekti… yeni şeyler arayın bulun…önünüze bakıp araştırın, bu topraklara, insanlığa, geleceğe sevgiyle ve umutla bakın…bugün sevgi ve umut üretin…koltuk kavgası, intikam ve savaş değil…ittihatçılık size hangi sevgiyi, umudu ve yeniliği hatırlatabilir ki ??? nesine merak sarıyorsunuz ülkeye hiçbir iyiliği dokunmamış maceraperestlerin ??? başarısız olmuş tepeden inme bir darbeciliğin nesine özeniyorsunuz ??? üstelik atatürk’ü götürüp bu maceraperestlerin başına geçiriyorsunuz ??? kafanızı mı yedirttiler size ??? ben burda canımla uğraşıyorum ama benden arta kalan bir kıymık bir enerji bile olsa onunla sizinle ve sizin gibi düşünenlerle uğraşmak boynumun borcudur…inönü ve bayar emperyalistlerin atatürk’ün ölümünden sonra bağımsız türkiyeyi tekrar boyundurukları altına almak için hazırladıkları oyunun baş aktörleridirler,biri mutfakta hazırladı menüyü öbürü masalara servis etti, menderes adlı iktidar manyağını da günah keçisi olarak kullanıp darağacında bitirdiler işini, işte ittihatçilik budur…gizli ikili antlaşmaları yapan, orduyu nato ordusu haline getiren, ekonomiyi küresel kırkhramilerin at oynattığı pazar haline getiren antlaşmalara imza atan bu sözümona anti-emperyalist !!! ittihatçi merkezefendilerdir… güleyim size…ama acı acı…onlar anti-emperyalistse ben değilim…ben düşmanı toprağından kovan kalın türklerin yanındayım…anca beraber kanca beraber…gerisi vız gelir tırıs gidersiniz…onlar yoksa ben de yokum…saddam emperyalistlerin mezopotamyaya oturttukları ve kullandıkları adamdır, işi bitince smirt, mübarek gibi…esad’a devlet babasından miras kalmıştır…miloseviç’in azgın bir şovenist olduğuna dair kanıt kıtlığımı çekiliyor üstünden 20 sene geçmeden…ne oluyoruz ??? bize bu adamları hangi yüzle örnek gösteriyorsunuz ??? neden bu zerzevata muhtaç oldunuz, ya da sizi bunlara muhtaç hissettiren hangi eksiklik duygusudur ??? neyin yokluğu size bunları söyletiyor ??? vazgeçin bu demode madalyonun bir an önce ön yüze döndürülmeyi telaşla bekleyen arka yüzü olmaktan…amaç bu demode madalyonu boynumuzdan çıkarıp tarihin çöplüğüne atmaktır…emperyalist olmayan bir türkiye kurmak için önerileriniz varsa buyrun anlatın, dinlerim ama bu yukardaki yazı gargaradır, tükürür geçerim…
Açık İstihbarat