Montaj Demokrasisi!
Pek çoklarının yaptığı gibi demokrasi dalkavukluğu yapmak değil niyetim. Aksine, bu kavramın bizdeki uygulanma hali benden daima azar yemiştir!
Üzüntüm ve asabiyetim, bu kavrama sığınılarak millet düşmanlığı yapılmasının körüklenmesinedir…
Ülkemiz farklı düşüncelerin bir arada bulunduğu, hepsinin görünüş itibari ile birbirine düşman fakat icraat itibari ile birbirinden farksız olduğu, müşterek noktalarının Türk düşmanlığı olduğu bir ihanet ocağı hâline gelmiştir.
Liberali, cumhuriyetçisi, muhafazakârı, sosyalisti, hilafet yanlısı, milliyetçi geçineni, herkes işine geldiği zaman bir anda katıksız demokrat, demokrasi yanlısı.
Tatmin olmayan istekler, uyguladıkları demokrasinin millet menfaatini zedelediğini bildiği hâlde hep biraz daha fazlasını istemekten geri kalmıyor.
Yarım yüzyılı aşkın süredir ehven-i şer mantığıyla Türk’e dayatılan, bulundukları makamı birbirlerine düşman oluşları hasebiyle koruyabilen, demokrasinin hikmeti(!) meşruiyetini bizden alan fakat emri Türk milletinin düşmanlarından alan teşekküller bugün müşterek çıkarlarda birleşmişlerdir.
Geçelim…
Tarih boyunca milletler mücadelesinin merkezi olmuş bu topraklar gafleti kaldırmaz. Bu coğrafyada yaşayan egemen gücün daima uyanık, tehlikelere karşı koyacak kadar atak, tetikte ve gözünün daima açık olması gerekmektedir.
Bu topraklar jeopolitik önemi ve stratejik hammaddeleriyle emperyalizmin dik¬katini çekmiş, iştahını kabartmıştır. Dini çekişmelerin odağıdır da ayrıca. Önemli merkezlerin buluşma noktasında sömürgeciler bizi elbette ki rahat bırakmayacaktır!
Geçelim…
Milletlerin kalkınmasında rejimlerden ziyade liderler önemlidir. Çünkü, lider kendisinin gelişmişliği oranında milletine hizmet edebilir. Rejimi besleyen liderlerinin aklının gücüdür. Rejim önemli fakat rejimin tepesinde oturan irade daha önemlidir. Çünkü uygulayıcı insandır. Onu dolduracak, noksanlıklarını giderecek olan o’dur.
Tarihteki Türk liderlerinin diğer liderler ile yahut günümüzde aynı rejimle yönetilen farklı coğrafyalardaki ülkeler ile mukayese ettiğimizde bu durum yeterince belirginleşecektir. Zira bu farklılığın tezahürü insan faktörüdür.
Geçelim…
Hakkın da hukukun da, vicdanın da, fikir özgürlüğünün de bir sınırı vardır. İnsan hakkı, hukuku elbette korunacak, sağlanacak fakat hürriyetin sınırını belirleyenler, millet menfaatini koruyarak milletin huzurunu sağlayacaktır.
Bu düzeni sürdürenler, milletin maddî sefaletinden nemalanmış, istedikleri kulvarda at koşturabilmişlerdir. Millet fikren ve madden yoksul bırakılmıştır ve her gelen de düzeni aynen devam ettirmiş, bu hâlden zerre gocunmamıştır. Hal böyle olunca, dışarıdan güdümlülerin demokrasi kaşıntısı bitmeyecektir.
Bu yoksulluk giderildiği zaman millet daha bilinçli hâle gelecek, yöneteni teftiş edecek, kimse göz boyayamayacaktır!
Yani montaj demokrasimiz kısmen de olsa düzelecektir.
Bir zamanlar, belirsiz bir özgürlük mefhumuna sığınıp sürekli ‘’Konuşan Türkiye’’ isteyenler, bugün konuşturabildiklerini ‘’uygulatabilir’’ hale gelmiştir.
Burada duralım…
Anlatılmak istenen kısaca şudur: Milletin saadeti için uygulanacak her fikir Türk’e göre yontulacak, vatanımıza göre şekillendirilecektir. Batı’nın neyi, nasıl uyguladığı bizi ilgilendirmeyecek, taklitçi olunmayacaktır. Hele dayatma asla kabul edilmeyecektir!
‘’Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’’ ve hakîm de Türk milletidir.
Kendisine ‘’aydın’’ süsü vermişlerin, kendisini otorite kabul edenlerin buyurduğu gibi başka gevezeliklere yer yoktur!
Kavramların iğfal edildiği bugünün dünyasında, giydikleri peçe yüzlerini örtmeye kafi değildir. Zira bu milletin bilinçli, cesur, kendinden emin evlatları vardır ve o peçenin altında ne saklıysa gösterilmesi haktır!
Bu dalavera düzeni değişecektir fakat bu statükoyu kuranlar eliyle değil… Halis Türk olanlar yapacaktır bunu…
Şehit ve Gazi olan Askerlerimize…
Şehitlerimize rahmet, gazilerimize acil şifa, ailelerine sabır diliyorum…
‘’Bir Türk dünyaya bedeldir’’ diyen başbuğumun sözünü yeniden hatırlatıyor ve Türk milleti’ni böyle acz içinde bırakanların dünyalarını başlarını yıkmadıkça bize rahat yok diyorum…
Cihan Yetkin
21.06.2012
İLK KURŞUN