ABD, “Yürü ya Kulum” mu dedi?
CIA’nın gölge kuruluşu Stratfor’un TR 705 kodlu ‘bilgi kaynağı’ olduğu ortaya çıkan, CHP’nin şimdiki Genel Başkan Yardımcısı , Sezgin Tanrıkulu 1999 yılında AGİT Zirvesi’ne katılmak için ülkemize gelen, dönemin ABD Başkanı Bill Clinton -’un, Conrad Oteli’nde özel olarak görüştüğü 6 kişiden biriydi.
19 Kasım 1999 tarihli Milliyet gazetesinde, Yasemin Çongar’ın “Göreviniz büyük” başlıklı yazısında yazdığına göre, ‘‘Toplantıda her NGO yöneticisinin sunumu ardından onlara tek tek sorular soran Clinton TİHV Diyarbakır Temsilcisi Tanrıkulu’dan Güneydoğu bölgesindeki temel hak ve özgürlük ihlallerine ilişkin sıkıntıları’’ dinlemişti. (*)
Sezgin Tanrıkulu, gerçekten de ne hikmetse, ülkemizi ziyaret eden ABD ve AB yöneticilerinin ilgi odağıydı.
Bu durumu, Milliyet gazetesinden Devrim Sevimay da, Sezgin Tanrıkulu ile yaptığı ve 18 Mayıs 2009 tarihli Milliyet gazetesinde yayımlanan söyleşi öncesinde, Sezgin Tanrıkulu için verdiği kısa bilgi notunda şu sözlerle anlatmıştı:
‘‘SORU-CEVAP’IN KONUĞU ABD’SİNDEN AB’SİNE KADAR HERKESİN GÖRÜŞLERİNE BAŞVURDUĞU AVUKAT SEZGİN TANRIKULU:
Obama’nın danışmanlarından AB’li yetkililere, yabancı gazetecilerden sivil toplum temsilcilerine kadar kim Türkiye’ye gelse ille de görüşmek istedikleri bir isim vardır; avukat Sezgin Tanrıkulu. Eski Diyarbakır Barosu Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı kurucusu olan Tanrıkulu’nun en son bir ay önce Diyarbakır’da öğle yemeğinde buluştuğu Danimarka Büyükelçisi Jesper Vahr, malum şimdi NATO Genel Sekreter Yardımcısı… Geçen yıl ise ABD Dışişleri’nin davetlisiydi…’’
Bu söyleşide, Sezgin Tanrıkulu gerçekten çok dikkat çekici şeyler söylemişti.
İşte o dikkat çekici söyleşiden önemli bir bölüm:
Sorular Devrim Sevimay’a, yanıtlar Sezgin Tanrıkulu’na ait.
‘‘Çözüm için maddeler sıralasanız, en başa hangisini koyarsınız?
En baş yok, her şeyin eş zamanlı olması gerekiyor.
İçinde kim olmazsa Kürt sorunu çözülemez?’’
AKP zaten hükümet ve doğrudan sorumlu. Ama bunun dışında çözümde mutlaka ihtiyaç duyulacak iki önemli siyasal hat var: Birincisi CHP’nin temsil ettiği siyasal hat, diğeriyse MHP’nin… Bana göre bilhassa CHP olmadan bu sorun çözülmez, çünkü CHP bu sorun bakımından devletin kodlarını çözecek tek partidir.
Ne demek devletin kodları?
Devlet dediğimiz zaman bunun bir tarafında ordu, bir tarafında yüksek yargı organları, diğer tarafında yüksek öğretim kurumları ve yüksek bürokrasi vardır. Ancak CHP’nin evet diyebileceği bir çözüm bu devlet kurumlarındaki düşüncelerin de değişmesine neden olur.
MHP de bu sorunun çözümü noktasında toplumdaki direncin kodlarını çözer. Herkes biliyor ki, eğer MHP olmasaydı toplum idamın kaldırılmasını bu kadar olgunlukla kabul etmezdi.’’
Evet, aynen böyle demişti, CIA’nın gölge kuruluşu Stratfor’un TR 705 kodlu ‘bilgi kaynağı’ Sezgin Tanrıkulu.
Daha netleştirerek söylersek, ABD ve AB’nin devletin üniter yapısının bozulması konusundaki dayatmalarına karşı direncin kırılması için, önce CHP’nin kodlarını çözmek (CHP’nin içine sızmak demek daha doğru olur herhalde) ve (kodlarıyla oynanmış) CHP’yi bu sürecin içine çekmek gerekir demek istiyor yani.
Ne ilginçtir ki, bu sözleri söylediğinde CHP üyesi bile olmayan Sezgin Tanrıkulu, bu sözlerden bir süre sonra, Deniz Baykal’a yapılan kaset operasyonu sonrasında ‘yenilenen CHP’nin parti meclisine girdi, şimdi ise CHP Genel Başkan Yardımcısı.
Genel Başkan Yardımcısı sıfatıyla, CHP’nin, 6 Haziran günü AKP’ye götürdüğü ve içinde ‘Akil Adamlar Komisyonu’ kurulmasını öneren 10 maddelik ‘çözüm’ önerisinin de mimarlarından da birisi.
Bilindiği gibi, 2007 yılında Abdullah Öcalan tarafından ortaya atılan ‘Akil Adamlar Komisyonu’ kurulması konusu tartışılırken de, malum çevreler, Sezgin Tanrıkulu’nun adını,, Çengiz Çandar, İlter Türkmen, Hasan Cemal gibi kişilerle birlikte bu komisyonda yer alması gereken isimler arasında saymışlardı.
Evet, CHP’li dostlar, elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin, CHP üyesi bile değilken CHP’nin kodları değiştirilmeden devletin kodları değiştirilemez’ diyen, ABD ve AB’nin pek sevdiği ve güvendiği bu kişi, şimdi bulunduğu mevki ve makama hangi güç tarafından getirilmiştir? Dahası, bulunduğu makamda şimdi neyin kodlarıyla oynamaktadır?
İrfan Tuna
Ulusal Bakış