Mehmet Faraç: MHP’nin CHP’ye taaruzu ve suskunluk!..
Başbakan Erdoğan, “Kürt açılımı”nı konuştuğu Kılıçdaroğlu’na, “MHP’yi ikna edin” demişti ya?.. Devlet Bahçeli’den sonra MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır’ın da bu talebe verdiği sert yanıtlar, koca CHP’nin ne hale getirildiğini göstermeye yetiyor….
Bakınız Şandır, Vatan gazetesinden Deniz Güçer’e “Yeni CHP” ile ilgili özetle neler demiş:
“Sayın Baykal’a düzenlenen komplonun amacı bugünlere ulaşmakmış. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’a götürdüğü teklif, Öcalan’ın yol haritasındaki temel önermelerden farklı değildir. Ne yazık ki Kılıçdaroğlu bu çıkışı ile AKP’nin yıkım projesine taşeron olmak, PKK’ya, Öcalan’a ve Kandil’e sözcü olmak gibi kendine bir misyon biçmiştir. Buna her şeyden önce CHP’nin müsaade etmeyeceği kanaatindeyim.”
Şandır’ın iddiaları yenilir yutulur gibi değil… CHP tabanı, partiye yönelik bu ağır eleştiriler karşısında genel merkezin suskun kalmasına da çok öfkeli…
MHP yönetimi, anamuhafelete yönelik eleştirinin dozunu arttırırken, CHP’liler ise parti yönetimine öfke dolu mailler yağdırıyor. İşte CHP tabanında Kılıçdaroğlu’na yöneltilen yaşamsal sorunların özeti:
‘MHP’li Şandır’ın iddiaları doğru mu ?.. Erdoğan’a götürdüğünz 10 maddelik açılımdan CHP Parti Meclisi’nin niçin haberi olmadı?.. ‘Terör konusunda çözüm önerilerimiz var ama açıklayamıyoruz’ derken neden çekindiniz? TESEV’le birlikte Van’daki toplantıda aldığınız kararkarı mı gizliyorsunuz?.. ‘Bu sorun çözülür. Benim genel başkanlığıma mal olacaksa olsun’ derken neyi amaçladınız? Siz bir misyon iin mi o koltuğa oturdunuz yoksa partinizi iktidar yapmak için mi?..’
MHP yönetimi CHP’ye ağır eleştiriler sıralarken Kılıçdaroğlu ve ekibi susuyor. Parti tabanı sessizliğe de öfkeli..
Stratfor Demokrasisi!..
”CHP’de değişim ve dönüşüm rüzgarları esiyor. Parti içi demokrasiyi örnek alacağız. Kendimizle mücadele etmeyeceğiz. CHP’nin iktidarı için çalışmalıyız.”
Yukarıdaki satırları okuyunca vay be ne kadar demokrat, ne kadar kucaklayıcı, ne kadar mülayim bir yaklaşım diyorsunuz değil mi?..
BDP’li Ahmet Türk’ün Kılıçdaroğlu’na mektupla ” milletvekili yap” diye önerdiği Sezgin Tanrıkulu, Adana’da boş salonda yapılan CHP kongresinde söylemiş.
Tanrıkulu, CIA’nın yan kuruluşu Stratfor’la ilişkilerini engin demokrasi anlayışına sığdırılabilir!..
Ancak memleketi Diyarbakır’da CHP il örgütünü darmadağın eden Tanrıkulu, ” parti içi demokrasiyi örnek alacağız” gibi laflar ederse gülünç duruma düşer!.. İşre Diyarbakırlı CHP’lilerin anlattığı skandallar:
”O Tanrıkulu değil mi ki, akrabalarının bile kendisine oy vermediğini ortaya çıkartan 50 yıllık CHP’li Mesut Değer’e kin besleyen?.. CHP’li örgütünü 7 ayda tam 7 kez değiştiren, sekizincide ise kayumma devredilmesine yolaçan!.. O Tanrıkulu pazar günü divan başkanlığı yaptığı ”Adana kongresini de yüzüne gözüne bulaştırdı”
İşte partideki üst düzey bir yöneticinin anlattıkları:
”İnanılmaz ama 621 il delgesinden 300′ü salona bile gelmedi. Kimse oy kullanmayınca başkalarına kullandırdılar. Kullanılan 340 kadar oyun 43′ü de iptal edildi. 28 kurultay delegesinin tamamı erkeklerden oluştu.”
Tüm bunları duyunca akla tek soru geliyor; ”Tanrıkulu hangi demokrasiden sözediyor?”
Medyanın Asıl Faşisti!..
İkiyüzlülük yalnızca siyasette mi?.. Peki kılıktan kılığa giren kalem maymunlarının bukalemun taklitçiliğine ne demeli:
İktidar dalkavukları, tarikat fraksiyonculuğu uğruna son günlerde rota değiştiriyor!..
Yandaş kalemşorlar militanlık yapayım derken Pinokyo’ya bile rahmet okutuyor.
Mahkemelere bavul bavul taşıyanların nasıl çark ettiğini ise cümle alem gülerek izliyor!..
Beni en çok şaşırtan 70 yaşını aşmış bir kaz çobanının unutmadan resmettiği iki yüzlülük!..
Hikmeti kendinden menkul o zavallı, bir televizyon programcısının işine son verilmesini sorgularken medya üzerindeki sansürden ve baskıdan söz etmiş!..
Peh…peh…peh!.. Yok efendim medya patronları siyasete teslim olunca çıkar uğruna muhalif kalemleri işten atıyormuş da!..
Biat meselesi gazeteciliği kıskaca almışmış da!..
Adama sormazlar mı, 30 yıl küfür ettiğin tarikatın sorfrasına ne uğruna biat ettin?.
”Medya faşizmi”ymiş!.. Faşizm bazılarına o kadar yakın ki, aynaya bakmaları bile yeter!..
Sarıgül’ün Erzincan Kardeşliği…
Şişli Belediyesi’nin CHP’li meclis üyesi Dursun Çaltı aylardır çırpınıyor… Örneğin meclis toplantılarında Mustafa Sarıgül’e defalarca şu soruları soruyor:
”Başbakanın arkadaşı Aziz Torun’un, Ali Samiyen Stadı arkasındaki trilyonluk kaçak yapısına neden gözyumuyorsun”?..
”Aziz Torun’un Gayrettepe’de ucuza kapattığı arsaya 70 bin metrekarelik ek inşaat iznini niçin verdin?..”
Ancak Sarıgül aylardır susuyor!.. Tırkı Ali Sami Yen’e 500 metre uzaklıktaki 3 gazetenin, rant skandalları karşısında susması gibi…
Tıpkı Gayrettepe’deki rezalete komşu olan gazetenin başını kuma gömmesi gibi!..
”Şişli’de daha ne rant işleri var…” diye yazan duyarlı bir yurttaş ise mailinde şu saptamayı yapmış:
”Sarıgül de Aziz Torun da Erzincanlı… Torun arkasına hem hemşerisi Sarıgül’ü almış hemde AKP’yi!..”
Yazıyı Şişli’de oturan bir emekli öğretmenin şu sorusuyla bitirelim; ”Sarıgül, İstanbul Belediyesi’ni de Erzincan kardeşliğiyle mi yönetmeyi düşünüyor?..”
Cevap verecek misin Mustafa Bey?..