Açılımcılara!
PKK denilen terörist guruhun ve onları kuran, besleyen ve evrensel kurumlar aracılığı ile onlar adına öneri ve isteklerde bulunanların ne istediğini, biraz aklı olan herkes biliyor! İnsan hakları, daha fazla demokratikleşme, ana dilde eğitim, özerk yönetim diye diye bizden, İran’dan, Irak’tan ve Suriye’den koparılacak topraklarla bağımsız Kürdistan’ı kurmak!
Türkiye’de yaşayan Kürt kökenli yurttaşların bilinçli büyük çoğunluğunun ise, “Ne mutlu Türk’üm” diyenlerin sahip oldukları hak ve olanaklardan yana hiçbir eksiği olmadığı gibi, talepleri ve ayrılma niyetleri de yok! Bu kadar evlenme ve ülkenin her yerine dağılmadan sonra buna imkan da yok!
Peki, bu gerçek karşısında sizler neyi açacak ve nereye ulaşacaksınız?
Bu devletten bir şeyler koparmak isteyen herkes eline silahı alınca: “Aman kardeşim dur, ateş etme! Ne istersen veririm, yeter ki kan akmasın!” mı diyeceksiniz? Onu, evine hırsız giren yaşlı insanlar söyleyebilir.Ama genç ve hele silahlı bir ev sahibi hırsızı kovalar, girdiğine pişman eder. Bizim Silahlı Kuvvetlerimiz de bunun için var! Onları geçmişte doğduğuna pişman edip püskürttü de! Ancak, o püskürten kahramanlar şimdi cezaevlerinde iftira cd leri ile “yaptığına pişman edilmek” isteniyor. Onların nasıl kahraman, gözü pek yurtseverler oldukları unutularak!
O oturduğunuz koltuklara birilerinin sayesinde gelmiş olabilirsiniz. Fakat o koltuklarda bağımsız bir devlet olduğumuz sürece oturabilirsiniz. Bağımsız devlet olmanın birinci koşulu ise toprak, bayrak, millet ve onları koruyacak ordu ile mümkündür.
O zaman tercihinizi yapınız!
Ya bu devleti korumak için onun varlık nedenlerine sahip çıkacaksınız! Ya da sizin varlık nedenlerinizin emirlerine boyun eğip tarihin çöplüğünde yok olacaksınız!
Bizim millet olarak tercihimiz bellidir!
Derdimiz de açılım, saçılım, olmayan darbelerle hesaplaşma değil; susuzluk, açlık, deprem, çöl sıcakları gibi gelecek kaygıları ile işsizlik, yoksulluk, hukuksuzluk, ayrımcılık, ırk, din, mezhep temelinde bölücülük, kültürsüzlük, yobazlık, inanç sömürüsü gibi güncel sorunlar, yapay sıkıntılardır.
Ya çözüm bulunuz, ya da sorun olmaktan vazgeçip hayatımızdan çıkınız!
Millet olarak Atatürk’ü anlamamanın, anlatmamanın, başlattıklarını devam ettirememenin, ihmal etmenin, uyarılarını dikkate almamanın bedelini çok ağır olarak ödedik ve ödüyoruz!
Ama yeter artık!
REŞİT ÇAĞIN, 08.06.2012
İLK KURŞUN