TGB’den Banu Avarcılara ve ADD’lere: 19 Mayıs’ın ezikleri; Özel görevli “Kemalistler”
Banu Avar’ın çevresinde kümelenen İşçi Partisi karşıtı yazarlara ve yine son zamanlarda çekişme içinde oldukları ADD’li gençlere ilginç bir cevap geldi…işte TGB sitesinde yayınlanan o yazı, yorum sizin…
Türkiye Gençlik Birliği (TGB)’nin 19 Mayıs 2012 vesilesiyle yapmaya çalıştığı şey olağan akıllılar için oldukça anlaşılabilirdi. 19 Mayıs, Türk Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcıydı, aynı zamanda tüm ezilen uluslar için de bir modeldi. Amerikancı AKP iktidarı bu bayramı yasaklamaya kalkınca TGB de – doğal olarak – harekete geçti ve genç yaşlı, kadın erkek yüz binlerce insanı alanlara döktü. İktidara gözdağı verildi. 19 Mayıs’ı Türk bayrakları ve Atatürk portreleri ile kutladılar. Bir de yabancı misafirler vardı. Dünyanın dört bir tarafından, özellikle de Ortadoğu’dan. ABD emperyalizmine direnen kişi ve kuruluşlar Türkiye’nin bağımsızlık bayramına omuz vermek için gelmişlerdi.
Olay bu kadar basit ve netti. 20 Mayıs 2012 itibarıyla amaç da hâsıl olmuştu. TGB’li olsun olmasın yüz binlerce insan – ki yarısı üniversite ve lise öğrencisi – ayağa kalktı. Bu bir irade beyanıydı. AKP anayasasını da, Suriye’ye emperyalist savaşı da defedecek kuvvet esas olarak bu kuvvettir.
Fakat birileri sistemli bir biçimde birkaç ay önceden başlayarak bu tarihi eylemin olmaması için çabaladı. Üstelik bunu “Kemalist” titriyle yaptılar ki TGB’liler daha önce bunlara “Aynaya bakıp Kemalist görenler” ismini takmışlardı.
Bunlara bir yanıt vermek gerekiyor. Aslında yanıt onlara değil. Onlar Nazım’ın dediği gibi “Bir eğri virgül, bir zavallı vesile”. Onlara cevap verirmiş gibi yaparken aslında halkımıza açıklama yapıyoruz. Sakın ha yapıcı eleştirilerle yaklaşan dostlarımız alınmasınlar. ‘Edebiyatçı’ kisvesine bürünmüş, özel görevli ve yarım akıllı bir grupçuk var ki onlar kendilerini bilmektedirler.
VİVA 19 Mayıs dendi. Bazı süper zekâlar anlamasa da, anlamı şuydu. 19 Mayıs tepeden tırnağa bizim ulusal kurtuluşumuzun simgesidir. VİVA ise 7 kıtadan tüm anti-emperyalistlerin dilinde ortak ‘Yaşasın’ çığlığıdır. Bu kadar basit bir denklemi kuramayıp “TGB turuncu mu oluyor” sonucuna varabilen bir zekâ, bir zekâ dışında her şeydir şüphesiz.
Kafaları o kadar tuvalete dönmüştür ki, komplo fareleri beyinleri kemirip o kadar ufaltmıştır ki, bu büyük yürüyüşün AKP’nin işine yaradığını dahi iddia edebilmektedirler. Bu sözüm ona beyin şu şekilde çalışmaktadır. “AKP bu büyük yürüyüşü engellemediyse, demek ki onun da işine geliyordur. O halde AKP ile TGB ortaktır”!
Evet, Aristoteles’in bile kurmayacağı ilkellikte bir akıl yürütme. Sürekli sinmeye, geri çekilmeye ve mağlubiyete alışkın olan bu çürümüş kafa, AKP’nin istese bile bu yürüyüşe müdahale edemediğini aklına getiremiyor. Bu kadar zor mu bunu anlamak? Eylem alabildiğine meşru, alabildiğine kitlesel ve alabildiğine cesur ve coşkuluydu. Kim, neye müdahale edebilir? Biz kazanmış olamaz mıyız? Biz dize getirmiş olamaz mıyız? AKP bu kadar mı büyük gözünde? Haşa Kadir-i Mutlak Allah mıdır AKP? AKP’yi bu kadar büyük, hakim ve yenilmez göstererek, onlara rağmen yaprak kımıldamaz fikriyatını arsızca yayarak siz AKP’nin özel görevlileri gibi davranmış olmuyor musunuz? Aristoteles’in akıl yürütmesinde dahi AKP’nin ve ABD’nin yanına düşecek olanlar basbayağı siz oluyorsunuz!
TGB sistemin beslediği bu özel yetkili ‘Kemalistlerin’ aksine müdafaa değil, hücum peşinde. TGB’yi büyüten ve millette güven oluşmasını sağlayan da bu atak ve cesur tavrıdır. Tabi ‘özel görevliler’ bunu anlayamaz. Onlar, ağlamakla, ülke elden gidiyor demekle, örgütsüzlüğü topluma tavsiye etmekle, Facebook başında kıçlarında çıban çıkarmakla meşguldürler.
Neyse ki, bunların toplumda bir karşılığı bulunmamaktadır. 10 bin genç iki ay boyunca yoğun bir biçimde, fedakârca çalışmış ve yüzbinlerce insanı harekete geçirmiştir. Bu bir şey ifade etmiyor mu size? Gözünü AKP’ye ve ABD emperyalizmine karşı karartmış on binlerce genç insan! Alanlara dökülmüş yüz binlerce insan! Hem de sizin gibi “Atam’ın gözleri ne de maviydi, pek de yakışıklıydı” diye Kenan Doğulu’nun orijinalini berbat eden Onuncu yıl Marşı yorumuyla yürüyen pasif bayrak sallayıcıları da değillerdi! Ulu önderin fikrini ve eylemini, 2012’de diriltiyorlardı. Talepler soyut değildi, netti. Buna b.k atmak için art niyetten başka bir sebep olamaz.
Siz ellerinizdeki ‘Atatürkmetreler’ ile sağa sola bulaşadurun, biz pantolonumuza birazcık bulaştırdığınız o çamurla AKP’yi yıkma ve yeniden Cumhuriyet’i kurma vazifesini yerine getirmek için çabalamaya devam edeceğiz. Biz kirlenmekten korkmuyoruz, sizin attığınız çamurdan ne olacak ki? Hem, kirlenmek güzeldir! Koşarsan, mücadele edersen kirlenirsin. Siz hijyenik yaşantınıza devam edin. Ha, bu arada, klavyenin tozunu arada almayı unutmayın!
TGB’nin hangi hukuk üzerinden örgütlendiği konusunda zerre bilgisi olmayan o müstear isimli yeniyetmeye de durumu bir anlatıverin. Basın kanununa bir göz atsın, AKP bizi neden kapatamıyor bir anlasın. Bir de bizi AKP’ye ispiyonlamaktan ne keyif aldığını da bir sorun. Yoksa yeni bir “Gizli tanık Alev” olayı mı var? Çok meraklıysa Zekeriya Öz Beşiktaş’ta, yanına uğrasın. Bizim her şeyimiz açık, bir tane falsomuz yok ve her türlü zorluğa da hazırız. Hadi, Beşiktaş’a!
Tutku Seyhan
tgb.gen.tr