Barzani’nin kanlı parası aklanacak
AKP Hükümeti’nin Tapu Kanunu’nda yaptığı değişiklik, Mehmetçik kanına doymayan hainlerin hamisi Barzani’ye hem kanlı parasını ülkemizde aklama hem de bölgedeki etkinliğini artırma
imkanı tanıyacak.
Vatan toprağı satılık
İktİdarIn toprak satışının önünü açan son hamlesi, Kandil’in koruyucusu çapulcubaşı Barzani’ye de büyük fırsat sunacak. Kendisine yakın iş adamlarıyla paravan işler çeviren Barzani, kirli parasını artık çok daha rahat aklayarak, etkinliğini pekiştirme imkanı bulacak.
Mayının rövanşı gibi!
MHP’li Reşat Doğru, “Mayınlı arazileri İsrail’e veremediler, şimdi satıyorlar. Barzani, PKK uzantısı BDP ile oyun içinde! Bu yasa Çankaya’dan dönmeli” derken, CHP’li Bülent Tezcan da Barzani’nin Kilis’te aldığı toprakla ilgili sorusunun cevapsız kalmasını eleştirdi.
Kandil’e girişi önleyen tablo!
TÜSİAD’la kavgalıymış gibi bir görüntü vermeye çalışan hükümet, iş dünyasının devlerini K. Irak’ta koruyor. Türk işadamları Barzani’nin sözde başbakanı Neçirvan Barzani ile Erbil’de 170 milyon dolarlık ’iş’ bağlantısı yaptı.
Kanlı petrol paraları Türkiye’de aklanacak
AKP hükümetinin Tapu Kanunu’nda yaptığı değişiklikle peşmerge reisi Barzani hem kirli parasını Türkiye’de temizleyecek, hem de bölgede etkisini artıracak
Haber: Ceyhun Bozkurt
Hükümetin Tapu Kanunu’nda yaptığı değişiklik, çok sayıda olumsuz uygulamayı da beraberinde getirecek. Karşılıklılık ilkesinin kaldırılması, taşınmaz satışında oranın 60 hektara kadar çıkarılması düzenlemesi, muhalefetin tepkisini çekti. Muhalefet, bu düzenleme ile peşmerge reisi Mesud Barzani’nin özellikle Doğu ve Güneydoğu’da etkisini artıracağı uyarısında bulundu. Hükümetin mayınlı arazilerde satamadığı toprakları Tapu Kanunu ile elden çıkarmayı planladığını ifade eden MHP Genel Başkan Yardımcısı Reşat Doğru, “İsrail’e de, Talabani’ye de, Barzani’ye de yani parası olan herkesin istedikleri yerde istedikleri miktarda toprak alacakları şeklinde bir konu oluşturulmuştur” dedi.
Vatan toprağını satıyorlar
YENİÇAĞ’a konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Reşat Doğru, partisinin düzenlemeye karşı olduğunu hatırlatarak, bu yasanın “vatan topraklarının satışı anlamına geleceğinin” altını çizdi. Hükümetin daha önceki uygulamaların aksine şimdi daha geniş bir şekilde “istediğin kadar toprağı satabileceksin” şeklinde kanun çıkardığını kaydeden Doğru, sözlerini şöyle sürdürdü: “Daha önce mayınlı arazilerin İsraillilere verilmesi için anlaşma yapılmış, ancak tepkiler üzerine kanun iptal edilmişti. Orada verilmeyen topraklar sanki yeni çıkan kanunla İsrail’e de, Talabani’ye de, Barzani’ye de yani parası olan herkesin istediği yerde istediği miktarda toprak alabileceği şekline dönüştürüldü. İsrail bizden bin dönüm toprak alıyorsa, bizim de oradan bin dönüm toprak almamız gerekirdi. Oradan bin dönüm toprak alamazsınız, size satmazlar.”
Çankaya’dan dönmeli
Talabani ve Barzani’nin ABD ile oyun içinde olduğunu vurgulayan Doğru, hükümetin kirli tezgahı görmezden geldiğini ifade etti. “Barzani, PKK’nın uzantısı olan BDP ile beraber bir oyun içerisindedir. Bu oyunlardan birisi de bu olabilir” diyen Doğru, şöyle konuştu: “Korkarım ki önümüzdeki zaman içerisinde batıdan da destek alınarak oralarda çok geniş ve çeşitli araziler bu yeni kanundan da faydalanılarak alınacaktır. Bu kanun mutlaka Cumhurbaşkanı’ndan dönmeli ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmeli. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin geleceği karartılmamalı.”
Gelip oturacaklar
CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da, hükümetin “toprağı alıp gitmeyecekler” savunmasına tepki göstererek “Problem de bu. Toprağı alıp gitmeyecekler, toprağa gelip oturacaklar” dedi. Tezcan, şöyle konuştu: “Benim daha önce dile getirdiğim Kilis’teki 2 bin 500 hektarlık Barzani’nin ortağı olduğu bir şirkete vermeyi planlıyorlardı. Hâlâ o soru önergeme cevap vermediler. Bunlar Barzani’ye ve onun etrafındaki Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ndeki sermaye sahiplerine satmayı planlanıyorlar. Bir taraftan İsraillilere satmayı planlıyorlar, bir taraftan da Kuzey Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi’nin etkin isimlerine toprak satıp Türkiye’nin önemli verimli topraklarını bu şekilde aktarma peşindeler.”
Kuzey Irak’a yapılan yatırım Kandil’e operasyona engel!
TÜSİAD’la sık sık kavgalı bir görüntü vermeye çalışan hükümetin, iş dünyasının devleriyle Kuzey Irak’ta ortak hareket etmesi, akıllara “Hükümet Irak’ın kuzeyindeki terör yuvalarını para yüzünden mi vurmuyor” sorusunu getirdi. Hükümetin bölgedeki müttefiki ve terörün hamisi Neçirvan Barzani ile Divan Oteli’nin açılış gecesinde Erbil’de 170 milyon dolarlık iş yapan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner, TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner ve Elegan Yönetim Kurulu Başkanı Sarp Turanlıgil samimi pozlar vermesi “Mehmetçiğin kanı parayla satılıyor” yorumlarına neden oldu.
Terörün merkezi Erbil
YENİÇAĞ’a konuşan emekli Büyükelçi Onur Öymen, yatırımların sınır ötesi operasyona gerekçe olamayacağının altını çizdi. Öymen, “Ekonomik yatırımlar gerekçe olamaz. Türkiye’nin Libya’ya da çok ciddi yatırımları vardı ama Kaddafi’ye karşı vaziyet almaktan kaçınmadılar. Barzani’ye karşı da bu tutum alınmalı” dedi. Türkiye’ye yönelik terörist saldırıların merkezinin Irak’ın kuzeyi olduğunu hatırlatan Öymen, Başbakan Erdoğan’ın Irak Başbakanı Maliki’ye yönelik sert eleştirisinde PKK’yla niçin mücadele edilmediğinin sorgulanmamasına dikkat çekti. Türkiye’nin bugünkü dış politikasında birinci önceliğin PKK’nın Kuzey Irak’tan tasfiyesinin olması gerektiğini vurgulayan Öymen sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu tepkisizliğin bedelini insanlarımız canlarıyla ödüyor. Bugün Türkiye’nin gündemindeki konuların hangisi vatandaşlarımızın can güvenliğinden daha önemlidir. Ekonomik yatırımlar gerekçe olamaz. Dış politikamızı yatırımlarımız mı tayin edecek. Elbette ekonomik ilişkiler, yatırımlar dış politika açısından önemlidir, dikkate alınır. Ama orada Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden hem bağımsız devlet hazırlığı hem de bir terör tehdidi var. Barzani yönetimi kendi hükümetine bile bayrak açan, silahlı bir güce sahip bir yönetim. Barzani’nin kontrol ettiği bölgenin anayasasında Sevr’den bahsediliyor. Türkiye’de bunu bilen var mı. Böyle bir ortamda ağzımızı açmamamız, PKK’nın tasfiyesini istemememiz, Oslo’da PKK ile müzakere etmemiz, ’ABD istemiyor’diye harekat yapmamamız deniyor. Bunlar olacak şeyler değil. Ama en önemli görev muhalefete düşünüyor. Türkiye’nin birliği bütünlüğü söz konusuysa susmak kusurdur.”
İlişkilerde kritik çizgi
Emekli Büyükelçi İnal Batu da, “Hükümetin politikaları sonucu Irak merkezi hükümetiyle aramız gerginleşti. Bu nedenle, bölgeye bir operasyon Türkiye ile Irak’ı karşı karşıya getirebilir. Irak yönetimi F-16 uçaklarını Türkiye’nin Kuzey Irak’a yapacağı operasyonları önlemek için kullanacağız’diyor. Bu önemli ve vahim bir gelişme. Barzani’den çok Irak’la ilişkilerin gerginleşmesi tereddütler yaratıyor. Irak, bizim Kandil’e yapacağımız bir operasyonda öyle bir çıkış yapar ki, ilişkilerimiz kopma noktasına gelebilir.”