12 Eylül Atatürkçülüğünün yılmaz savunucusu ‘Güncelmeydan’
Güncelmeydan sitesi eleştirilerimize cevaben madde madde kendini savunmuş. Biz de aynı madde isimleri ile safsatalara cevap vermeyi sürdürüyoruz.
1) Meydancılar parti düşmanı değilmiş. Mevcut partiler Kemalist çizgide olmadığı için onları eleştirmek boyunlarının borcuymuş. Açıkçası meydancıların tutarsızlıkta bu kadar ileri gidebileceklerini tahmin edemedik. “Partiler üstü örgütlenme” safsatası, partileri lüzumsuz gören, parti düşmanı bir anlayışın ürünü olabilirdi ancak. O yüzden biz gönül rahatlığı ile meydancıları parti düşmanı olarak ifade ettik. Buna rağmen parti düşmanı değillerse (bizim adımız da Kemalistler.net değil zaten!) meydancılara tek önerimiz parti kurmaları! Tabi taşın altına elini sokacak cesaretleri varsa.
2) Meydancılar belli ki hayatlarının hiçbir döneminde herhangi bir manada “örgütlü” olamamışlar. Örgütçülükten az biraz nasiplenselerdi eğer, bir örgütte kararlar alınana kadar herkesin söz hakkı olduğunu, ancak kararlar alındıktan sonra da örgüt kararlarına harfiyen uyulduğunu bilirlerdi. Ama örgütçülükten uzak olanlar için bu kural “örgüt köleliği” olarak rahatlıkla ifade edilebilir elbet. Meydancılarımızın garip bir yönü daha var. Partilere, partililere düşman değiller ancak onlar için en makbul partili, partisini yerden yere vuran partili! Arkasına sığındıkları kavram ise vatan! Yani bir insan partisini ne kadar çok eleştirirse o kadar vatansever oluyor! “Partisinden çok vatanına bağlı olan” olarak ifade ediyorlar bunu. Alın size bir başka neoliberal tantana! Parti zaten ne için varsa? Meydancıların kafasındaki parti modelini düşündükçe, “Aman ha! Siz sakın partileşmeyin!” diyesi geliyor insanın.
3) Mustafa Kemal’in particilik anlayışı konusunda ise ilginç fikirleri var. Mustafa Kemal’in CHP’nin kuruluşunu Sivas Kongresi, yani Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti olarak belirtmesi doğal, hatta Mustafa Kemal belirtmese de bunun böyle olduğu aşikarmış! Ancak gelin görün ki ARMHC, yani CHP parti değilmiş! Meydancılar kusura bakmasın. Biz partiye parti deriz.
4) Vatan ve Hürriyet Cemiyeti siyasi bir parti değil, gizli bir örgütmüş. Sanki İttihat Terakki legaldi! Hem bir örgütün gizli olması onu parti olmaktan alıkoymaz. Gören duyan da meydancıları çok illegal mücadele yanlısı oldukları için partiye karşı sanacaklar! Her örgütün olduğu gibi, partinin de legali-illegali olur. Hatta esas illegal örgütlenme partilerden çıkar. Siz hiç yer altı faaliyet yürüten dernek gördünüz mü? Yer altı çevre derneği, yer altı yardımlaşma ve dayanışma derneği, yer altı falanca okulun mezunları derneği… Hatta az buçuk siyasi olanlar bile; yer altı ÇYDD, yer altı ADD falan… Bir iddiaları da Vatan ve Hürriyet’in aslında Mustafa Kemal’in isteği dışında İttihat Terakki’ye katılmış olduğu. Demek ki, koca orduları yöneten Mustafa Kemal bir derneği yönetememiş! Öyle mi? Herhalde kendini satan o arkadaşlarına gıcıklığına aynı dönem İttihat Terakki’ye katılmıştır. Bilemedik! Meydancıların derin tarih ilmine başvurmak gerek.
5) Mustafa Kemal’in İttihat Terakki içerisindeki durumunu sözde açıklayan Meydancılar, öyle bir profil çizmişler ki Mustafa Kemal sanki İttihat Terakki üyesi değil de Ana Muhalefet Partisi lideri. Ha, pardon parti yasak kelime! Ana muhalefet derneği lideri. Meydancılar açık açık cümleyi kurmuşlar: “…olağan bir partili gibi değil, o partinin düşmanı gibi davranmıştır…”. Tabi bunda da arkasına sığınılacak kavram mevcut. Vatan’dan sonra şimdi de “sorgulamacı, yanlışları tespit edici” laflarının arkasına saklanmışlar. Mustafa Kemal’i örgüt yönetmekten aciz kıldıktan sonra kendi partisinin sürekli önünü tıkamakla itham etmişler. Mustafa Kemal’e üstü kapalı bu kadar hakareti Meydancılardan başka kimse edemezdi herhalde!
6) Son olarak da bizim sözde “saldırılarımız” zat-ı şahaneleri görüşlerinden alıkoyamaz, bilakis daha da ateşlendirirmiş. Ne diyelim? Ateş olsanız cürmünüz kadar yer yakarsınız.
Kemalistler.net