“Aydınlık” TGB ve Eren Erdem.. Daha ne diyeyim… – Cem Yazıcıoğlu
‘’ROJ TV’den teklif gelse, orada program yaparım. Hatta ‘Haksöz’ bana yaz dese, tereddüt etmeden yazarım. Özgür Gündem’e de Aydınlık’a da makale veririm, görüş bildiririm… Esad zorba bir zalimdir…“Türklük Anayasa’da olmasın”,“Türk-Kürt savaşını körükleyen orduyu protesto ediyorum’’…
‘’Orducuymuşum, ondan mı ”askerliği reddediyor, protesto ediyor ve gitmiyorum?’’
Yukarıdaki sözler Eren Erdem’e ait; bir dönem ulusalcı ve hatta ‘Kemalistim’ diye ortalarda fink atıyordu, ben Edebiyat Gazetesi’nin yöneticisi olarak bir dönem bizde de yazdığını söyleyebilirim; ancak ne zaman ki bu akla zarar fikirlerin nüveleri ortaya çıkmaya başladı, Gazete yazılarını yayınlamayı kesmiştir!
Şimdi linkini vereceğim yeni yazısını daha doğrusu yeni kitabının tanıtımını, önce ‘Aydınlık’ ve oradan alıntılayarak ‘TGB’ yapıyor, yorumu okuyuculara bırakıyorum; zira ben yapacak olursam ağzıma geleni sayacağımdan, ‘ya sabır’ diyorum, derken de dinsel bir tınıyla değil, insânî bir güdüyle söylüyorum; zira ‘din’ denen olgunun sağdan ve soldan kullanımı artık öyle bir raddeye gelmiştir ki; ‘’Ya Allah, Ya Bismillah’’ın ötesine geçemeyen sözde Müslümanlar ve onların karşısında yine sözde Müslümanlar! İşte bu yüzden ‘ya sabır’ diyorum; benimkisi ‘yusufçuk kuşu’na dair…
Yukarıda verdiğim linkte yer alan yazının eğrisi doğrusu değil kastettiğim, kişinin kim olduğuyla ilgilidir. Aklı başında bir Atatürkçü diğer- bir deyimle Kemalist-; …“Türklük Anayasa’da olmasın”,“Türk-Kürt savaşını körükleyen orduyu protesto ediyorum’’… böyle birini içine sindirebilir mi! Böyle bir aymazlık olur mu? E peki bunu yapanlar daha doğrusu bu zihniyete kapılarını açanlar kim! Kim kardeşim?.. Sözde ‘Atatürkçü’ ve de Ulusalcılıkta sınır tanımayan, bizleri beğenmeyen ‘Aydınlık’ ve ‘TGB’! Onlara göre biz ‘Atatürkçü’ ve hatta ‘Kemalist’ değiliz!.. Siz zaten bizi tasvip etseniz, şöyle bir aynaya bakar kendimizden şüphe ederiz be!.. Adam Roj Tv’de bile program yaparım, diyecek; yok ‘Türklük’ Anayasadan kaldırılsın, diyecek, alenen Ordu düşmanlığı yapacak, siz de her türlü imkânınızı önüne serecek ve de millete ‘Atatürkçüyüz’ maskesiyle bunları yutturacaksınız, biz de susacağız öyle mi? Öyle değil kardeşim; kendi adıma söylüyorum, sesim kısılana değin bağıracağım!
Neymiş efendim, ben birlikteliğe zarar veriyormuşum; böyle bir kafa yapısıyla birliktelik yapacağıma geberirim daha iyi! Kemalist’im ben; ne sahte dinciler gibi, ‘’hedefe ulaşana kadar her yol mübah’’ derim, ne de onurdan yoksun birlikteliklere ‘eyvallah’ derim; hiçbir şey yapamazsam, o gün geldiğinde tek başıma havaya uçar, yapacağımı yine de yaparım! Her şey kalemimizin mürekkebi bitene değin; ertesinde, ne yazdıysak, yapmayan şerefsizdir!
İşte ey ‘Türk Halkı’ (Türkiye Halkı demiyorum)! Tekrarlıyorum; Ey Türk Halkı, kendini koru; mevzu sağ-sol değil, mevzu din değil, mevzu; çok açık bir şekilde Türk realitesini bitirmek üzerine kuruludur, dikkatli olunuz, bu yerel tespittir!
İlla da evrensel tespit isteyenler içinse şunu söyleyelim; mevzu, insanlığa karşı bir harekâttır ve bu harekât; biyolojik alanda olsun, düşünsel alanda olsun, inanç alanında olsun, tamamıyla kültürel bir soykırım üzerine kuruludur! İnsanı bağlı bulunduğu değerler sisteminden kopartarak, yozlaşmış bir kültür ve kapitalist düzene hizmet eden bir din anlayışı altında yönetmek üzerine kuruludur ve hep dediğimiz gibi bu ‘insanlık suçu’nun arkasında Yahudi mistisizmi yatmaktadır! Masonluk tanımı bu bahsettiğimiz planın karşısında oldukça küçük kalır, dolayısıyla mason ya da mason-cuklar pek de mevzudan haberdar değildirler; onların görevi ağa babalarına zemin hazırlamak üzerine kuruludur ve elbette akbaba misali leşten paylarını almaktadırlar!
Neyse konudan çok da kopmadan gelelim tekrar ‘Atatürkçülük’ dendi mi, mangalda kül bırakmayanlara… Ne diyor mesela Eren Erdem; ‘’Orducuymuşum, ondan mı ”askerliği reddediyor, protesto ediyor ve gitmiyorum?’’
İşte bu cümle sahibinin yazısı ve yazıları ‘Aydınlık’ta olsun, TGB’nin sitesinde olsun yer buluyor! Biz de bunları dile getirince cia ajanı olmakla ya da gladyonun adamı olmakla suçlanıyoruz, kararı siz verin artık değerli Atatürkçüler!
Her şey sizden yanaymış gibi gözükebilir, her şey sanki sizin istediğiniz şekilde yol alıyor gibi gözükebilir ve ancak; ortaya kanan sonuç hiç de sizin arzu ettiğiniz sonuç olmayabilir; işte bunun ayırdına varmak için satır aralarını iyi okuyunuz, çaresizlikten doğan taraflılık sizi vahim sonuçlara götürebilir, bu yazı ve bundan önce yazdıklarım birer delildir! Neden delildir? Hadi diğerlerini geçtik, soruyorum size; Eren Erdem denen bu şahsın yazılarını yayınlayanların samimiyetinden hiç mi şüphe etmezsiniz! Hiç mi sorgulamaz, hiç mi hesap sormazsınız; ki bu adamlar her defasında aynı şeyleri tekrarlar dururlar! Eleştirdiğiniz şeyh-mürit ilişkisinden ne farkı var tüm bunların, hani siz bilinçli aydın azınlıktınız! Hani kimse size doğru olmayan bir şeyi dikte edemezdi!..
Militan Atatürkçü olun! Militan partili veya militan örgütçü değil! Arka planında hiçbir şaibe olmayan bir örgüt olmadan mücadele başlayamaz; zaten yerinde sayışımız ve hatta geri kalışımızın nedenleri tamamen bunlardır! Çünkü birileri bu ülkede Atatürkçü bir mücadele yapılıyor sanıyor ve dolayısıyla da gerçek mücadele, neredeyse işgalin sonuna gelinmiş olmasına rağmen başlamıyor, sebep buradadır!
Kemalizm’in içine virüs girmiştir ve bu virüsten temizlenmeden bir yere varmamız imkansızdır; millet uyuyor diye ahkâm kesenlerin kendi gaflet uykularından uyanması daha öncelikli olandır, bi zahmet uyanınız ve etrafınıza bir göz atınız! Bu mücadele NATO’cu paşa eskileriyle ya da eski MAO’cularla bir yere varmaz; tıpkı ülkücü geçinen haraççılarla varmayacağı gibi!.. Tek kurtuluşumuz ‘Kemalist Devrim’dir ve bunun için tek yapmamız gereken ajan provokatör kişi ve kurumlardan uzak durmaktır…
Yani işin özü şudur; ‘’ROJ TV’den teklif gelse, orada program yaparım’’ diyen bir adamın Atatürkçü olduğu savıyla öne çıkan birilerince yazıları yayınlanıyor ve de kitapları tanıtılıyorsa ‘ben buna itiraz ederim arkadaş’, diyemiyorsanız, ben diyorum arkadaş! Bundan dolayı tu kaka ilan edileceksem –edileceksek- başım üzerine, onur duyarım!..
Cem Yağcıoğlu