Perinçek’ten Banu Avar’a: “Uyandırmak partileştirmektir, uyanmak partileşmektir!”
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ‘in, Aydınlık’ın 16 Nisan 2006 tarihli son sayısında yayınlanan başyazısının Banu Avar için yazıldığı iddia ediliyor.
İŞTE O YAZI:
KÖTÜ HABER YÜKLEME
Türkiye’nin aydınları, birbirlerine sürekli kötü haber yüklüyorlar. Şu anda denebilir ki, aydınlar bu bilgi yükü altında çırpınmakta ve ezilmektedirler. Ancak bazen insanın aklına şu soru da gelmiyor değil: Acaba bu kara haber trafiğinden zevk mi alıyorlar?Kendilerini Kuvayı Milliyeci, Atatürkçü, Kemalist, Millici, Gazete Okuyucuları, Milliyetçi, Ulusalcı ve Sosyalist gibi isimlerle tanımlayan bu aydınlarımızın yazılarına, internet yazışmalarına ve kitaplarına bakıyoruz, hepsi Frankeştayn filmlerine benziyor. Son paragraflarına göz atıyoruz, halktan ne talep ediyorlar diye. Uyanın diyorlar veya yukardan örgütlenin nasihatlerinde bulunuyorlar.
MUSTAFA KEMAL PAŞA’LAR ÖYLE Mİ YAPTI?
Bu bilgi yüklemeleri neye benziyor: Düşman Bursa’yı da aldı, Eskişehir’i de aldı; Polatlı’ya geldi dayandı; varımıza yoğumuza elkoyuyor ve hatta kadınların kızların ırzına geçiyor!Eee sonra? Uyandırdınız mı şimdi milleti?
Hayır bu kara bilgilerden, eğer örgütlü bir mücadele ve çıkış yolu göstermezseniz, yalnız ve yalnız teslimiyet çıkar ve teslimiyet çıkmaktadır.
Atatürk’de, öyle kara bilgi bombardımanları ve havaya sıkılmış uyanın çağrıları var mı?
Kurtuluş Savaşı boyunca, Atatürk’ün tamim, beyanname, kongre kararlarına vb bakınız, önce nesnel ve soğuk bir durum tahlili vardır. Durum tahlili diyorum, kara bilgi yığını değil. Ama asıl ağırlıklı bölüm, hep program, strateji, plan ve örgütlenmeye ilişkindir. Uyanma çağrısı da, Müdafaai Hukuk Cemiyeti’ne katılma ve Türk Ordusunda silah altına girme çağrısıdır.
UYANDIRMAK PARTİLEŞTİRMEKTİR UYANMAK PARTİLEŞMEKTİR
Uyanmak, bir eylemdir; insanın tarihe müdahale eylemine katılmasıdır.
Tarihte örgütsüz çağrılarla uyanmış bir halk, bir sınıf, bir millet yoktur; gelecekte de olmayacaktır.Çünkü toplum örgütlüdür ve yeni bir toplum da yeni bir örgütlenmeden başka bir şey değildir. Eski örgütlenmenin karşısına ancak yeni örgütlenmeyle çıkarak, tarihe müdahale edebilirsiniz. Yeni toplumu örgütlemek, oradan başlar. Bu nedenle uyanmak ya da tarihe müdahale eylemine başlamak; eski toplumu tasfiye edecek ve yeni toplumu kuracak siyasal örgütlenmeye katılmaktır. Uyanmış olmanın tek ama tek ölçüsü budur.
Bu açıklama ışığında, Uyanın çağrısı, Partiye davetten başka bir şey değildir.
Uyandırmak, kısaca, bir insanı yeni toplumu kuracak siyasal örgütlenmeye katmaktır.
Bunun dışındaki bütün o kara haber yüklemeleri, uyandırmak değildir. Çünkü o bilgi yükü, muhatabını örgütlenme eylemine yöneltmemekte, fakat kara bilginin içinde boğmaktadır.
KENDİNİZ UYANMADAN BAŞKASINI UYANDIRAMAZSINIZ
En önemli noktaya geliyoruz: Uyanın çağrısını yapanın kendisi uyanmış olacak, yani Partili olacak. Mustafa Kemal Paşa, Müdafaai Hukuk Cemiyeti’nin Heyeti Temsiliye Reisi olduğu için, halk önderlerini o partileşmeye davet edebiliyordu. Yoksa insanlara kendisinin yapmadığı bir işi öğütlüyor değildi. Bizim Yeni Osmanlıcı, İttihatçı, Müdafaai Hukukçu aydınlarımızın hepsi, kendileri örgütlüydü. Öyle sivil toplum maskaralıklarından söz etmiyoruz, iktidar mücadelesi veren öncü partilerdi o örgütlenmeler.İnsanlık tarihine müdahale etmiş önderler, Cromwell’ler, Washington’lar, Robespierre’ler, Lincoln’ler, Garibaldi’ler, Lenin’ler, Mao’lar, Ho Şi Minh’ler, Kim İl Sung’lar, Fidel Castro’lar; hep örgütlü insanlardı. Onun için uyandırabildiler.
Partili olmayanlar, uyanma çağrısı yapamazlar ve kimseyi uyandıramazlar. Çünkü kendileri partileşmemiş olanların bu çağrılarını kimse ciddiye almayacaktır. Sıradan halk bu tür davranışlar karşısında kimsenin kusurunu yüzüne vurmamakta, fakat içinden “Kendisi örgütlü değil, beni örgütlenmeye davet ediyor” demektedir.
ÖRGÜTÜ VE DİSİPLİNİ GÖSTER Kİ YAPALIM
Sıradan işçi ve köylüleri, “AKP’yi hâlâ yıkmadınız” diye azarlayanlara, basit insanların soracağı soru şudur: “AKP’yi yıkacak disiplini ve örgütü göster de yıkalım.”Ülke seçime gidiyor, AKP’nin karşısında bir seçenek inşasına somut bir katkıda bulunmuyorsun!
Kazma vermiyorsun, kürek vermiyorsun, başlarına geçmiyorsun, bir plan ve disiplin içine çağırmıyorsun, ama yukardan yık çağrıları yapıyorsun!
Bilgi yükleyen aydın, halka kızmaktadır ama halk da onlara kızmaktadır.
ÖRGÜTLÜ SİSTEME ÖRGÜTSÜZ DİRENME LAFAZANLIKLARI
Kendisi bir teşkilatın içinde ve başında olmayacak, ama onun uyanın çağrılarıyla halk kendiliğinden ayağa kalkacak ve vatanı kurtaracak.!!!Uyan dediğiniz adam ne yapacak, dağa mı çıkacak, sokağa mı dökülecek, ne yapacak?
Ben uyandım, ne yapmamı istiyorsunuz, bana hangi emri veriyorsunuz, bu hükümetten kurtulma ve yerine yeni bir hükümet kurmak için, hangi programınız, hangi teşkilatınız var?
ABD, AB, AKP, tarikatlar, PKK bu kadar teşkilatlı iken, benim kara bilgi yüklenmiş, teşkilatsız yurttaşım ne yapacak?
Herhangi bir şey yapması istenmiyor. Çünkü örgütsüz bir insanın yapabileceği bir şey yoktur.
Yapılacak işlerin hepsi, örgüt program ve disiplini içinde olur. Sistem örgütlüdür. Örgütlü olan o sistemin karşısına bir iktidar örgütü dikmediğiniz zaman, uyanın çağrıları, uyanmayın çağrılarıdır.