Biri komşularla “sıfır sorun” mu demişti?
Neredeyse her gün Türkiye’nin, çevresindeki çeşitli ülkelerde silahlı eylemler yapan grupları himaye ettiği, eğittiği ve desteklediği yönünde yeni iddialar gündeme geliyor. Son iddia ise Iraklı yöneticilere suikast planlayan timin Türkiye’de eğitildiği yönünde…
Irak Yüksek Mahkemesi Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi hakkında, üst düzey görevlilere suikast düzenlemeyi planladığı ileri sürülen terörist örgütlerle ilişkisi olduğu iddiasıyla yakalama kararı çıkarttı. Irak İçişleri Bakanı aynı gün düzenlediği basın toplantısında Haşimi’nin üç korumasının, Cumhurbaşkanı Yardımcılığı makamının kendilerine hükümet yetkililerini ve üst düzey görevlileri öldürmek üzere ödeme yaptığını itiraf ettiklerini duyurdu. Haşimi’nin korumalarının ayrıca daha önce Irak Ulaştırma Bakanı Hadi el Amiri’nin bir korumasını öldürdüğü ileri sürüldü.
Suikast timi üyesi Türkiye’de eğitim gördüğünü iddia etti
Önceki gün Akşam gazetesinde yer verilen bir iddiaya göre “tutuklanan korumalardan Ahmet el Cuburi, düzenledikleri eylemlerde hükümet yetkililerini, korumalarını, askeri araçları, polis subaylarını hedef aldıklarını söyledi. Bedir Örgütü Başkanı ve şimdi Ulaştırma Bakanı olan Hadi El Amiri’nin konvoyu dahil çok sayıda bombalı ve silahlı saldırı düzenlediklerini belirten El Cuburi, ilk eylemi 2008’de yaptıklarını söyledi.”
Cuburi ayrıca Türkiye’de 25 gün eğitim aldığını ileri sürdü. Talimatları doğrudan el Haşimi’nin sekreterinden aldığını söyleyen Cuburi, eylemde kullandıkları bombaların ve silahların da aynı kişi tarafından temin edildiğini iddia etti. El Cuburi, hakkında yakalama kararı çıkartılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın eyleme katılan her kişiye 3 bin dolar ödediğini söyledi.
Haşimi Kuzey Irak’a kaçtı
Pazar gecesi Kuzey Irak’a giden Tarık el Haşimi’ye Bölgesel Kürt Yönetimi sahip çıktı. El Haşimi suçlamaların siyasi itibarını düşürmeyi hedeflediğini söylerken, adaletin güvence altına alınması için davanın Kuzey Irak’ta bölgesel yönetimin kontrolündeki mahkemelerde görülmesini talep etti. El Haşimi ayrıca Celal Talabani ve Mesud Barzani’ye minnettar olduğunu da sözlerine ekledi.
Irak Başbakanı Nuri el Maliki ise Bölgesel Kürt Yönetimi’ni, Tarık el Haşimi’yi yargıya teslim etmedikleri takdirde sorun yaşanacağı yönünde uyardı.
Barzani Türkiye’den garantörlük istedi iddiası
Son dönemlerde Kuzey Irak’taki PKK kamplarına yönelik sınırötesi operasyon hazırlıkları kapsamında Türkiye ile Bölgesel Kürt Yönetimi arasındaki diplomatik temasların yoğunlaştığı biliniyor. Mesud Barzani’nin kurban bayramı öncesinde yaptığı Türkiye ziyaretinde Başbakan Erdoğan’dan Kuzey Irak için garantörlük talep ettiği iddiaları gündeme gelmişti. Aksiyondergisinde konuyla ilgili ayrıntılı bir haber yapan Haşim Söylemez, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı’nın garantörlük talebine Türk tarafının “ikili ilişkiler ve karşılık yardımlar” çerçevesinde “dostluğun geliştirileceği” yanıtını verdiğini ileri sürmüştü.
Barzani’nin garantörlük talebinin Türkiye’nin Suriye’ye yönelik olası bir askeri müdahalede bulunması halinde Kuzey Irak topraklarının kullanmasını da kapsadığı yine Aksiyon dergisi tarafından iddia edilmişti.
Irak’taki Predator’lar İncirlik’e geliyor
Irak’ta ve bölgede yaşananlarla ilişkili bir diğer gelişme ise ABD Hava Kuvvetleri’ne ait insansız hava aracı Predator’ların ABD’nin Irak’tan çekilmesi sonrasında İncirlik Üssü’ne getirileceği yönündeki iddialardı. Erdoğan ve Obama arasında BM Genel Kurulu öncesinde yapılan görüşmede bu konuda mutabakat sağlandığı iddiası basında yer buldu.
Kasım ayında ise Irak’ta görev yapmakta olan 4 adet Predator’un İncirlik’e geldiği yazıldı.Taraf‘ın yer verdiği habere göre ABD’nin predatorları üçüncü ülkelere karşı kullanmama konusunda Türkiye’ye garanti vermediği aktarıldı. Başka bir ifadeyle, İncirlik’e gelen Predator’ların Suriye ve İran’a karşı da kullanılabileceği iddiaları gündeme geldi.
Türkiye’deki “Özgür Suriye Ordusu” kampları
Son aylarda Türkiye’de ve batıda sık sık gündeme gelen bir diğer iddia ise Suriye içerisinde silahlı eylemler yapan Özgür Suriye Ordusu adlı örgütün merkezinin Hatay’da olduğu yönünde. Örgütün lideri olduğu iddia edilen Riyad el Esad, kasım ayında Reuters’e verdiği demeçteIrak’ta olduğu gibi, yabancı birliklerin ülkeye girmesinden yana olmadıklarını, ancak uluslararası toplumun kendilerine lojistik destek sağlamasını istediklerini söylemişti. Esad verdiği demeçte, ”uluslararası koruma, uçuşa yasak bölge ve tampon bölge oluşturulması ve rejim için çok önemli olan bazı stratejik hedeflere saldırı düzenlenmesini istediklerini” ifade etmişti.
Riyad el Esad ayrıca Suriye ordusunun, artık “Lübnan Hizbullahı ve Iraklı radikal Şii lider Mukteda el Sadr tarafından gönderilen paralı askerlere” dayandığı şeklinde saçma iddialara da demecinde dile getirmişti.
Eski bir FBI çalışanı olan Sibel Edmunds ise Özgür Suriye Ordusu militanlarının Adana’daki İncirlik Üssü’nde eğitildiğini ve buradan yönlendirildiğini iddia etmişti.
ABD’nin füze kalkanı Kürecik’te
NATO’nun füze savunma sistemi çerçevesinde Türkiye’de kurulmasına karar verilen radarın Malatya’nın Kürecik ilçesinde yapımına başlandı ve radarın yılsonuna kadar konuşlandırılacağı bildirildi.
ABD’nin Uluslararası Güvenlik ve Silahların Yayılmasını Önlemeden sorumlu Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ellen Tauscher, ekim ayında siyasi açıdan İran ve Rusya’yı hedef aldığı açık olan NATO füze savunma sisteminin hedefinin Ortadoğu’dan kaynaklanacak bir saldırıya karşılık vermek olduğunu kaydederek, Vaşington’un füze savunma sisteminin Rusya’yı hedef almadığı yönünde Moskova’ya “yazılı güvence” vermeye hazır olduğunu söylemişti. Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da aralık ayında NATO kapsamında kurulacak radar sisteminin füze sistemi olmadığını iddia ederek “hiçbir ülkeye karşı değil” demişti.
Oysa radar üssünün yapım çalışmalarıyla eş zamanlı olarak ABD’den patriot füzelerinin alınacağı da açığa çıkmış bulunuyor.
İnfazla tekrar gündeme gelen Çeçenler
Türkiye’nin komşu ülkelerdeki çatışma ve kriz başlıklarına müdahalesinin bir diğer örneği ise, 16 Eylül’de İstanbul Zeytinburnu’nda üç Çeçen’in sokak ortasında öldürülmesiyle bir kez daha gündeme geldi. Öldürülen üç Çeçen’den ikisinin kendisini Kafkas Emiri olarak niteleyen Doku Umarov’un grubuna bağlı oldukları iddia edildi. Öldürülen Çeçenlerden Berg-Haj Musaev’in, Emir Hamzat diye bilinen ve 24 Ocak 2011’de Rusya’nın Domodedovo Havaalanı’nda gerçekleştirilen ve 37 kişinin ölümüne neden olan intihar saldırısını planlayan kişi olduğu ileri sürülmüştü.
Üç Çeçen’in öldürülmesi yakın geçmişte benzer biçimlerde öldürülen diğer Çeçenleri ve bu kişilerin Çeçenistan’daki silahlı şeriatçı örgütlerle ilişkilerini gündeme getirmişti. Son cinayetlerin ardından Türkiye’yi tehdit eden bir açıklama yayımlayan şeriatçı militan Doku Umarov, Türkiye hükümetine “kardeşlerinizi koruma sorumluluğu sizin üzerinizde” diye seslenmiş ve bu yapılmadığı takdirde misillemede bulunacakları tehdidi yöneltmişti. Musaev’in Emir Hamzat olmadığını söyleyen Umarov, öldürülen kişilerin “tedavi amacıyla Türkiye’de olduklarını” ileri sürmüştü.
(soL-Haber Merkezi)