3 koltuk boşalıyor: Gül-Erdoğan-Cemaat kavgası
Cumhurbaşkanı, Başbakan (AKP) ve cemaat arasında, şike yasası üzerinden patlayan mücadele, sözde “çok da önemli değil”miş.. Bazıları, özellikle eskiden Marksist geçinen, sonra iktidara, Erdoğan’a ve cemaate katılan renkli dönekler “bu tartışmaya alet olmazlar”mış.. Gül ile Başbakan “kardeşler”miş, çünkü Başbakan “Cumhurbaşkanı adayımız, kardeşim Gül” demiş.. AKP ile cemaat arasında kopmaz bir kader bağları varmış..
Yani bir sürü laga luga ile yukarıda saydığımız “üç iktidar odağı” arasında patlayan savaş görülmemeye, en azından hafife alınmaya çalışılıyor.
Gül, ilk kez, AKP’nin bir yasasını bütünüyle geri çeviriyor. Bugüne kadar önüne gelen yasalardan sadece üçünde birkaç maddeyi geri çevirmişti. Ama hükümetle hep bütünleşik hareket etti.
Şimdi şike yasasını geri çevrimesi, bir güç denemesidir. Burada, şike yasası değişikliğine şiddetle karşı çıkan cemaatçilerle birlikte hareket etti.
Erdoğan da, Gül ve cemaatin restini gördü. Yasa değişime uğramadan Gül’ün masasına kondu. Gül, ya yasayı kabul edecek ya Anayasa Mahkemesi’ne götürecek ya da referanduma!
Ama sonuç şudur: İktidar odakları arasında mücadele ateşlenmiştir. Bu, sorun çözülünceye kadar sürecek. Güçlü bir olasılıkla, bu mücadele sonunda saflar ve destekler değişecektir.
Olayın ayrıntısına bakalım…
Eğer Cumhurbaşkanlığı seçimi en geç 2014’te yapılacaksa, Türkiye’nin zirvesinde üç koltuk boşalıyor. Kişiler ve şapkalar değişecek.
Gül, Cumhurbaşkanlığı’ndan ayrılıyor.
Erdoğan, Başbakanlık’tan.
Ve Erdoğan parti başkanlığı’ndan..
Önce Erdoğan’dan başlayalım: 2014’te boşalan Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak mı? Büyük bir olasılıkla (yüzde 99.9).
Ancak biliyoruz ki, Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı yetkileri az geliyor. Oradan, ülkeyi de yönetmek istiyor. Gönlü, başkanlık sisteminde başkanlıktan veya en azından güçlendirilmiş bir cumhur-başkanlığı’ndan yana. Anayasa değişikliğiyle özellikle bu açıdan ilgileniyor. 2014’e kadar zamanı var, Meclis’te anayasa pazarlıklarının alacağı yönü bekleyeceğiz.
Anayasa değişmezse, Erdoğan sağlık sorunları yaşamazsa yine yüzde 99.9 olasılıkla Köşk’e çıkacak. Çünkü hem o makamda oturmak istiyor, hem yoruldu ve biraz dinlenmeye ihtiyacı var. Çankaya’dan, partinin de bütünlüğünü koruyabileceğine inanıyor.
O halde, Başbakan Çankaya’ya çıkarken, Başbakanlık’ı ve parti başkanlığını kendisiyle uyumlu çalışacak emin ellere bırakmak isteyecektir. Ya bu iki görevi yani parti başkanılığını ve Başbakanlık’ı bir kişiye emanet edecek… Olmazsa, iki görevi iki kişiye de bölüştürebilir.
Peki Gül, Erdoğan için doğru adam mı?
Cumhurbaşkanlığı’ndan ayrıldıktan sonra Gül hangi koltuğa oturacak? Öyle sanıldığı gibi, hemen ve kolaylıkla Başbakanlık’a (ve parti başkanlığına) mı?
Hayır, Gül’ün Başbakanlık’a oturması hiç kolay değil.
Gül, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda, kendisine güçlü bir siyasi kişilik inşa etti. 2007’den öncesi kabul edilmiş Erdoğan-Gül kardeşliği, yani “ben birinci-sen ikinci” siyasi kişilikler yok bugün.
Bu süreç içinde, iki tane birinci siyasi kişilik ortaya çıktı! Yani Gül, kendisini Erdoğan’la eşitledi!
Bu nedenle, eğer Erdoğan Köşk’e çıkarsa ve Gül’e yol açarsa, partiyi ve Başbakanlık’ı tamamen Gül’e bırakmak zorundadır. Gül, Erdoğan’ın rolünü tam anlamıyla üstlenecektir. Erdoğan’ın himayesi ve kişiliği altında çalışmayacaktır.
İşte dananın kuyruğunun koptuğu nokta.
Erdoğan, Gül’ün parti başkanlığı ve Başbakanlık rolünü üstlenmesini kabul ederse, Köşk’te oturacak ve siyasi yönetime karışamayacaktır…
Oysa Erdoğan, Köşk’ten, hükümeti de oldukça güçlü bir şekilde yönetmek istemektedir! Güçlü siyasi ve otoriter kişiliği, başka bir rolü kabul etmeyecektir.
Sonuç: Erdoğan için Gül, Başbakanlık ve parti başkanlığı makamı için doğru siyasi kişi değildir.
Şike yasası üzerinden başlayan erken kapışma, boşalan üç koltuğun nasıl, hangi yetkilerle ve kimler tarafından doldurulacağı yüzündendir.
Bu mücadele erken ateşlenmiştir. İki nedenle:
Birincisi Erdoğan’ın hastalığı…
İkincisi, siyaset sahnesindeki cemaatin, şike yasasındaki değişikliğe ve Erdoğan’a karşı çıkması.
Şike yasası olmasaydı, Erdoğan-Gül koltuk sorunu, daha sonra ateşlenecekti.
Cemaat, bu sorunun patlamasını erkene aldı!
Burada, Gül ile cemaat arasında bir siyasi ittifakın temellerinin atıldığını da görüyoruz..
Probleme ve cemaatin rolü açısından soruna da yarın bakacağız..