Açık İstihbarat: Bin Ladin’in Cesedi “buzdan alınıp” denize atıldı!
Bin Ladin’in ciddi böbrek sorunları ile boğuştuğunu ve tedavi için 11 Eylül saldırılarından bir kaç ay önce Dubai’de bir Amerikan hastanesine yattığını ve bu hastanede yerel CIA yetkilisi tarafından ziyaret edildiğini yazan İngiltere’nin Guardin gazetesi idi.
Tarih 1 Kasım 2001.
Pakistan Devlet Başkanı Müşerref; “Dürüst olmak gerekirse, ölü olduğunu düşünüyorum” dediğinde tarih 18 Ocak 2002
FBI KontraTerrörizm Dairesi Başkanı Dale Watson, bir konferansta , “Kişisel düşüncem, Bin Ladin’in artık bizimle olmadığı yönündedir” dediğinde tarih 17 Temmuz 2002.
Afganistan Devlet Başkanı Karzai CNN’e ; “Bin Ladin’in büyük ihtimalle ölü olduğuna inanıyorum”dediğinde tarih Ekim 2002.
Pakistan’ın Başbakanı Benazir Butto, El-Cezire televizyonuna 2 Kasım 2007 tarihinde verdiği röportajda, Şeyh Ömer’in , Bin Ladin’i öldürdüğünü açıkladı.
Bu üst düzey isimlerin Usama Bin Ladin’in çoktan ölmüş olduğuna yönelik açıklamalarını destekleyen bir başka isim var ki , bu kişinin sözleri konumu nedeni ile daha bir ağırlık taşıyor.
Steve R. Pieczenik; Henry Kissinger, Cyrus Vance ve James Baker ‘ın Dışişleri Bakanlığı döneminde dışişleri bakanlığı müsteşarlığı yapan bir şahıs. Pieczenik aynı zamanda ABD’nin Sovyetlere karşı Bin Ladin’i desteklediği dönemde , Ladin’le bizzat beraber çalışan bir isim.
Pieczenik, 24 Nisan 2002’de , Alex Jones TV showuna yaptığı açıklamada, ciddi böbrek rahatsızlığı nedeniyle sürekli iki dizaliz makinasına ihtiyaç duyan Bin Ladin’in çoktan ölmüş olduğunu açıkladı. Alex Jones bu iddiayı, Ağustos 2002 yılında üst düzey bir Cumhuriyetçi bir kaynağa da doğrulattı ve bu kaynak, Bin Ladin’in cesedinin doğru politik zamanlama için “buz üzerinde tutulduğunu” belirtti.
Salon dergisi ise, 9 Ekim 2001 tarihinde yayınladığı haberde, Bin Ladin’in , Marfan sendromuna sahip olabileceğine dikkat çeken bir haberi uzman doktorlara dayandırarak yayınlamıştı. Tespit edilmesi çok zor olan bu hastalık, uzun örümcekvari parmaklar, orantısız uzunlukta bir vücud ve ince uzun bir yüz ile kendini belli ediyor ve eklemler arasındaki bağlantıları ve iç dokuları zayıflatıyor. Bu hastalığa yakalananlar için şah damarlarının yırtılarak ölme riski çok yüksek.
Bin Ladin’in öldürüldüğü iddia edilen saldırı sonrasında, Ladin’in cesedi ile ilgili hiç bir görüntünün yayınlanmamış olması ve cesedinin denize atıldığının açıklanması gözönüne alınırsa; yıllardır ABD’ye doğrudan ve dolaylı yollarla hizmet eden Ladin’in ölüsünün de canlısı gibi ABD’nin taktik hedefleri doğrultusunda bir propaganda malzemesine dönüştürülmüş olma ihtimali yüksek.
Küresel illüzyonistler burada da şapkadan tavşan çıkarmışa benziyor.
Açık İstihbarat