Türkiye’nin İslamcı Bakanı Kardinalden ”Seçim İçin Dua” İstiyor!
Cumhurbaşkanı Gül yolculuğu esnasında kendisine eşlik eden gazetecilere, Devlet Bakanı Egemen Bağış ile Avusturya Kardinali Christoph Shönbom arasında geçen diyalogu anlatmış. Olay Avusturya Cumhurbaşkanının verdiği yemekte gerçekleşiyor.
Egemen Bağış “Sayın Kardinal 12 Haziran’da Türkiye’de genel seçimler yapılacak. Bu seçimlerde benim başarılı olmam için duanızı istirham etsem, bana dua eder misiniz?”
Kardinal “İyiler kazansın diye dua etsem yeterli olur mu?” diye soruyor. Bağış aldığı bu cevap üzerine gülerek, “Sayın Kardinal bakıyorum ki sizler siyaseti bizden daha iyi biliyor ve icra ediyorsunuz.”
Olay bu. Anlatılma sebebi espri kapsamında gerçekleşmiş herhalde. Ancak bu çok küçük gibi görünen ve gülüp geçilen bu çok kısa diyalogdan bile çıkarılacak o kadar önemli sonuçlar var ki… İstekten çıkarılacak sorular ayrı verilen cevaptan çıkarılacaklar ayrı, alınan cevabı geçiştirip sulandırmak için verilen cevaptan ayrı alınacak hisseler yatıyor.
Bir kere bir Müslüman sanki Fatih Camii İmamından dua etmesini ister gibi, bir Hıristiyan din mensubundan dua etmesini hangi saikle ister? Dini öğretileri üçlü testis inancı üzerine kurulu Kardinal’den, dua istemek dinlerarası diyalogun ne boyuta geldiğini göstermektedir.
Bir Müslüman’ın, Allah’a, “baba Tanrı” diyerek şirk koşanlardan kendisi için dua istemesi, din adamlarımızca değerlendirmesi gereken bir konudur. Ancak burada yatan gerçek dinlerarası diyalog üst düzeyde kabul mü görüyor, sorusunu gündeme getirmesidir.
Eğer Cübbeli Ahmet Hocanın dedikleri doğru ise bu ülkenin diyanetinden sorumlu Bakanlığını yapmış birinin Kuranın yüzde 25’i uygulanabilir gibi değil demesi yine diyaloga dayanmaktadır. Yine bu AKP’li zatın döneminde, Cuma hutbelerinde “Allah indinde tek din İslam” ayeti kerimesinin söylenmesinin bıçak gibi kesildiğini göz önüne alırsak, söylemlerimizde haklı olduğumuz ortaya çıkar.
Misyonerliği ve dinlerarası diyalogu Hıristiyan olmayanları Hıristiyanlaştırmak, Hz. İsa’yı tanımayanlara Hz. İsa’yı öğretmek amacına hizmet olarak görmezseniz, gerçeği elinizin tersiyle itmişsiniz demektir. Diyalogu bu gerçeği bilmeden hizmet eden bilinçli insanın olmadığını düşünmekteyim.
Efendim sen de kimsin koskoca Hoca’lardan daha mı iyi biliyorsun? diyebilirler. Ancak bu başını kuma gömmekten başka bir şey değildir. Kaldı ki Vatikan tarafından ortaya konmuş olan dinlerarası diyalog komisyonunun amacı yazılı metinlerde duruyor. Bu amaca rağmen diyalogdan yana tavır koyanlar, bunu hangi kutsal amaç uğruna yapmaktadırlar?
Gelinen noktaya bakın, Kardinalden dua istemek. Allah umut ettiğiniz yolda mübarek kılsın.
Sağlıcakla kalın!
FİKRİ ATILBAZ