Kuru Kafa ve Kemikler Faşist Tarikatı: Bin Ladin ve Geronimo
AMERİKALILAR’ın Usame bin Lâdin’i ortadan kaldırmak için Pakistan’da yaptıkları operasyona efsanevî Apaçi şefi Geronimo’nun adını vermeleri, Kızılderilileri hiddetlendirdi. Haklı olarak alındılar ve operasyonda Geronimo’nun isminin kullanılmasından rahatsız oldular.
Kızılderili tarihinin gelmiş geçmiş en meşhur savaşçısı ve Amerikan tarihinin de en bilinen isimlerinden olan Geronimo hâlâ hatırlanıyor ve tartışılıyor ama tartışma Apaçiler’in bu unutulmaz savaşçısının mücadelesi üzerinde değil, bir başka konuda yapılıyor: Bir grup Apaçi, Geronimo’nun kafatasının iki Amerikan başkanı çıkarmış olan Bush ailesinin bir mensubu tarafından çalındığını iddia ediyor ve kurukafanın efsanevî savaşçının mezarına iade edilmesini istiyorlar.
Asıl adı “Esneyen Adam” anlamına gelen “Goyatlay” olan Geronimo 1829’da, bugünün Arizona’sında doğmuş, annesi, karısı ve çocukları kabilesini topraklarından sürmek isteyen askerler tarafından öldürülünce mücadeleye başlamış ve Amerikalılar’a 30 sene boyunca kök söktürmüştü.
DİNİNİ DEĞİŞTİRDİ
1886 Mart’ında esir edildi ama iki gün sonra kaçmayı başardı. Tekrar yakalandı ve kabilesiyle beraber önce Florida’ya, oradan Alabama’ya, nihayet Oklahoma’ya nakledildi ve Fort Sill’de bir çiftliğe kapatıldı.
Vatanı olan Arizona’yı bir daha göremeyeceğini anlayınca kaderine teslim olmuş saygıdeğer bir mahkûmun hüznüne büründü ve yepyeni bir hayat kurdu. İleri yaşına rağmen tekrar evlendi, yeniden çoluk-çocuğa karıştı, atalarının tabiat kuvvetlerine dayanan eski dinini terketti, Hristiyan oldu ve zamanla Amerikalılar için bulunmaz bir reklam malzemesi haline geldi. 20. yüzyılın başında St. Louis’de yapılan dünya fuarına katıldı, 1905’te Başkan Theodore Roosevelt’in yemin töreninde hazır bulundu ve hayatını ailesinin yaptığı elişlerini ve çektirdiği fotoğraflarını satarak kazandı.
Geronimo, 1909’da öldüğünde 80 yaşındaydı. Fort Sill’de kapatıldığı çiftliğin hemen dışındaki bir mezarlığa Hristiyan âdetlerine göre defnedildi ama 1918’de yaşanan bir olay, isminin etrafında yoğunlaşan efsanenin bugüne kadar gelmesini sağladı: Yale Üniversitesi öğrencilerinin dışında kimsenin alınmadığı “Skull and Bones” yani “Kurukafa ve Kemikler” isimli gizli kulübün beş üyesi, 1918 Mayıs’ında bir gece Geronimo’nun mezarını açıp kafatasıyla kemiklerini çalmışlardı!
Apaçiler, kafatasını alan kişinin Prescott Sheldon Bush adında genç bir Yale mezunu olduğunu ve bu işi “Kurukafa ve Kemikler” kulübünün New Haven’deki “Mezar” dedikleri merkezine “unutulmaz bir hediye vermek için” yaptığını iddia ettiler.
Prescott Sheldon Bush, sabık “baba” başkan George Bush’un özbeöz babası, “oğul” başkan George W. Bush’un ise dedesi idi!
ASİTLE TEMİZLEMİŞLER
İddialar bu kadarla da kalmıyordu: Kurukafanın alın kısmında küçük bir deri parçası, şakaklarında da bir tutam saç kalmış, genç Bush bunları asitle yakarak kafatasını tertemiz bir hâle getirmişti.
Apaçiler, kulübün gizli mâbedinde saklandığına inandıkları kurukafa ile kemikleri geri alabilmek için 1986’da hâlâ devam eden hukukî bir mücadeleye giriştiler. Ellerindeki tek kanıt, kulübün âyin salonunda gizlice çekilmiş ve bir camekân içerisinde muhafaza edilen kurukafa ile kemiklerin net bir şekilde göründüğü bir fotoğraftan ibaret. Bush ailesi ise resimdeki kurukafanın Geronimo’ya değil, Kızılderili bir çocuğa ait olduğunu ve büyükbabalarının kemik hırsızlığı yapmadığını söylüyorlar. FBI, soruşturma başlatmak için Apaçiler’in daha kesin deliller sunmalarını istiyor; Apaçiler ise Geronimo’nun ruhunun kafatası Fort Sill’deki mezara dönene kadar huzur bulamayacağına inanıyorlar.
Geronimo’nun kemiklerinin peşinde koşuşturmakla meşgul olan Apaçiler, efsanevî savaşçılarının isminin büyük bir teroristi ortadan kaldırma operasyonuna verilmesi üzerine hiddetlenmekte haklı değiller mi?