İhanet kuşatması…
MHP’nin aday tanıdım toplantısındaki coşku, heyecan ve söylem 12 Haziran’ın bir dönüm noktası olacağını bir defa daha ortaya koymuştur. Genel Başkan Dr. Devlet Bahçeli’nin 1,5 saat süren konuşmasında Türkiye’nin her yöresi, her köşesi, her insanı kendinden bir şey bulmuş, yeniden ümitlenmiş ve ayağa kalkmıştır. Aynı rüzgarın seçim meydanlarında da eseceği ve seçim sonuçlarını bu heyecanın şekillendireceği şimdiden bellidir.
Hain güruhu nereden cesaret alıyor?
Türkiye’nin ivedi meselesi terör ve bölücülüktür. Ülke AKP’nin 9 yıllık yanlışları, teslimiyeti ve özel hesapları sayesinde bir yol ayrımına getirilmiştir.
Tehlikenin ne kadar yakın ve derin olduğunun neredeyse hergün vahim göstergelerine tanıklık ediyoruz. Son olarak YSK’nın bazı bağımsız adayların milletvekili seçilme yeterliliği olmadığı hakkındaki kararından sonra başlatılan tartışmalar ve PKK maşalarının sokak eylemleri Türkiye’nin karşısındaki ihanet kuşatmasının boyutlarını acı bir şekilde göstermiştir. Bu tablo karşısında AKP ve CHP’nin gösterdiği tavır, hain güruhunun bu cesareti nereden aldığının da ispatıdır. İmralı canisi ile müzakereyi şerefine saranlardan daha fazlası zaten beklenemezdi. İşsizlik, yoksulluk, talan ve yalan 9 yıllık iktidarın diğer eserleri olarak karşımıza dikilmiştir.
Çarenin anahtarı
Sorun büyüktür, ancak çaresiz değildir. MHP Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli’nin Milletvekili adaylarına söylediği şu söz, aynı zamanda çarenin de anahtarıdır: “Siz ikna olmadıkça, Türkiye’yi ayrıştıramayacaklar. Siz teslim olmadıkça, Türk milletini parçalayamayacaklar. Siz vazgeçmedikçe, son vatanımızda hiçbir habis emel amacına ulaşamayacaktır. Buna inanın, bunu bilin. Derviş sabrınızı muhafaza edin. Alperenler gibi cesaretinizi gösterin. Kimin ne olduğuyla değil, milletimizin selamete ve Türkiye’nin dirliğe kavuşmasına odaklanın. Yalancı baharlara, umut simsarlarına, aramıza sızan provokatörlere geçit vermeyin. Milliyetçi Hareket’i tek başına iktidara ulaştırmak için üstlendiğiniz tarihi sorumluluğu iftiharla taşıyın. Biliniz ki Türk milleti sizleri bekliyor. Anadolu ses bekliyor. Buradan çıkacak sese kulak vermek için sabırsızlanıyor. Öksüzler, yolda kalmışlar, dara düşmüşler, sofrasında bir tas suya, bir kap aşa hasret kalanlar, çocuğuna iş isteyenler sizi yanlarında görmek istiyor. Bayrak dalgalanmak için rüzgâr gözlüyor. Kerkük, Musul, Kıbrıs, Hocalı, Bosna ve Türk’ün olduğu her yer buradan yükselecek milli kararı özlüyor. ‘Ne Mutlu Türküm’ sözünün tökezlememesi için sizlerin gayretleri gerekiyor.”
Kimler AKP’yi istiyor
Bütün partilerin programları, kadroları, iddiaları ortadadır. Bu ülkeyi bu kadar seven, bu milleti bu kadar kucaklayan, başka hiçbir parti yoktur. Türk milleti seçiminin ne olması gerektiğini düşünürken kimlerin AKP’yi istediğine bakması yeterli olacaktır. Genel Başkan Dr. Devlet Bahçeli’de şu sözlerle bu duruma özellikle dikkat çekmiştir: “Peşmerge AKP’yi istemektedir. Okyanus ötesi AKP’yi dilemektedir. Avrupa Birliği AKP’yi desteklemektedir. Haçlı zihniyeti AKP demektedir. İmralı AKP’yi arzulamaktadır. Dağdaki caniler AKP’yi gözlemektedir. Çıkarcılar, hırsızlar, vurguncular AKP’nin arkasındadır. Federasyon özlemiyle yanıp tutuşan, sözde demokrasi havarisi odaklar AKP propagandası yapmaktadır. Rumlar Recep Tayyip Erdoğan’a umut bağlamıştır. Arkadan kumandalı Ortadoğu sultanları Recep Tayyip Erdoğan’ın safında dizilmişlerdir. Büyük Ortadoğu Projesi’nin amacına ulaşması için bu zihniyete ihtiyaç vardır. Türkiye’nin dönüşmesi, milletin kalbinden hançerlenmesi için Recep Tayyip Erdoğan’ın bir dönem daha devam etmesi talep edilmektedir. Küçük Kaynarca Antlaşmasından beri süren, Sevr’de doruk noktaya çıkan tarihi Şark Meselesi’nin amacına ulaşması için taşeronların işbaşında olması gerekmektedir. Uydurma anketlerin hedefi budur. Kamuoyunun manipüle edilmesinin gerisinde bu yatmaktadır. Şimdiden zafer ilanı yapan AKP’nin şımarmasının altında bunlar bulunmaktadır. Eğer AKP 12 Haziran’dan sonra istediği neticeyi alırsa, Türkiye çok sancılı bir bölünme sürecine girecektir.”
Toplumun hassasiyeti
Aday tanıtım toplantısında genel başkanın konuşmasına salonu dolduran binlerce insanın verdiği tepki, toplumun hassasiyetleri anlamak bakımından da çok çarpıcı bir gösterge olmuştur. Sayın Bahçeli’nin 2023 vizyonuyla ilgili tespitleri ve “İmralı’yla görüştüğü halde, önce bunu reddeden, sonra topu devlete atan, arkasından da Avrupalı dostlarının huzurunda ayakta hesap verirken ikrar eden bu iktidarın başı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu hakikati geçtiğimiz yıl milletimizle paylaştığımızda, Başbakan Erdoğan öfke nöbetlerine girerek ve gözünden nefret dalgası yayılarak bizi şerefesizlikle suçlamıştı. Şimdi her şey netleştiğine göre, Türk milletini bölmek için hunhar eylemlerine devam eden terör örgütüyle, yattığı yerden kanlı çetesini yöneten terörist başıyla görüşmeleri hangi şeref ve siyasi namusla açıklamak mümkündür?” sözlerini bütün salon ayağa kalkarak uzun süre alkışladı. Bu alkışlar, bu milletin her şeyin farkında olduğunun, yalan ve kapkaç siyasetinin artık sonuç vermeyeceğinin çok çarpıcı bir şekilde ilan edilmesidir.
Ses ver Türkiye
Aynı sesi Türk milletinin de vereceği ve, “ses ver Türkiye” talebinin karşılık bulacağı anlaşılmaktadır. Neresinden bakılırsa bakılsın 12 Haziran Türk milletinin varlığı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ebediyete kadar yaşaması için bir dönüm noktası olacaktır.
ORHAN KARATAŞ / ORTADOĞU