Kılıçdaroğlu’ndan Gülen’i eleştirenlere eleştirir…
Kemal Kılıçdaroğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Fethullah Gülen’in faaliyetlerine ara vermesi yönündeki açıklamasına ilişkin olarak, “Mümkün olsa o çevreden insanlar kendi çalışmalarını, daha saydam bir şekliyle kamuoyu ile paylaşsalar, bu tartışmaların önüne geçilmiş olur” yorumunu yaptı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmaları ve Şık’ın basılmamış kitabının mahkeme kararıyla imha edilmesi tartışmalarında ismi gündeme gelen Fethullah Gülen cemaatinin kamuoyuna çalışmaları hakkında açıklama yapmasının birçok tartışmayı sona erdireceğini açıkladı. Kılıçdaroğlu, CHP milletvekillerinin TBMM kürsüsünden yaptıkları konuşmalarda Fethullah Gülen’i eleştirmelerine de karşı olduğunu vurguladı.
Kılıçdaroğlu, partisinin Doğu ve Güneydoğu’ya yönelik projelerini açıkladığı toplantıda gündeme ilişkin soruları da yanıtladı. Bir gazetecinin TBMM kürsüsünde CHP’li vekillerin Gülen’e yönelik eleştirilerini anımsatması üzerine Kılıçdaroğlu, “Aslolan iktidarın uygulamaları, onları eleştirirsiniz. Somut veri, bilgi yoksa kişilerin dillendirilmesini ve eleştirilmesini doğru bulmuyorum” dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Fethullah Gülen’in faaliyetlerine ara vermesi yönündeki açıklaması konusunda ise Kılıçdaroğlu, “Mümkün olsa o çevreden insanlar kendi çalışmalarını, daha saydam bir şekliyle kamuoyu ile paylaşsalar, bu tartışmaların önüne geçilmiş olur” dedi.
CHP lideri diğer konularda da şu açıklamaları yaptı:
Diyarbakır’a fabrikalı slogan: Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya ilişkin vaatlerimizi A-4 boyutunda bir sayfalık broşüre dönüştürdük. Diyarbakır’da sloganımız şu olacak: “Başbakan modern hapishane vaat etti. Biz fabrika vaat ediyoruz. Fabrika istiyorsanız oyunuzu bize verin.” Doğu ve Güneydoğu konusunu sadece ekonomik bir sorun olarak görmüyoruz. Güvenlik, demokrasi ve ekonomi eşzamanlı ele alınmalıdır. Orada ciddi insan hakları sorunları da var. Bunun üstesinden özgürlükçü demokrasiyi kurarak gelebiliriz.
CHP’nin Kürt raporu: Yüzde 10 seçim barajının kaldırılması, faili meçhuller ve kayıplarla ilgili hakikat komisyonu önerimiz, Muğlalı Kışlası’nın isminin değiştirilmesi ve daha birçok şey var. Kimliklerle ilgili bu rapor ne zaman biter bilemiyoruz. Seçime yetişmeyebilir.
Şık’ın internete düşen kitabı: Kitabın internetten ortaya çıkması yasaklarla yol alınamayacağını gösteriyor. Basılmamış kitabın yasağı mı olur? Eğer siz yasak getirirseniz, yasağın getirdiği sonuç bu olur. Sanıyorum en güzel yanıtı da Sayın Cumhurbaşkanı verdi, kitabın çok daha geniş kitlelere ulaşmasını yargıçlar sağladılar. Ben okumadım. İnternetten indirecek kadar dahi vaktim yok. (“Neden indirip dağıttırmıyorsunuz” sorusu üzerine) Bunu bir siyasal partinin yaygınlaştırmasından öte sivil toplumun karşı çıkmasını daha anlamlı buluyorum.
En büyük engel değer yargıları: CHP’nin önündeki en ciddi engel, toplumda belli çevrelerde oluşan değer yargıları. CHP için “Orduyla beraber”, “Devletin partisi”, “Halktan uzak”, “Proje üretmez” gibi değer yargıları var. Bunların kırılması için çok şey yaptık ve yapacağız. Biz CHP’yi, adına uygun, halkıyla kucaklaşan parti kimliğine dönüştürmek istiyoruz. Değer yargısı oluşan insanları suçlamıyoruz. Önce kendimize dönüp bakmalıyız.
Büyükelçiler Erdoğan’a güldü: AB büyükelçileriyle ağırlıklı konu Doğu, Güneydoğu ve Kürt sorunu ve yargı bağımsızlığıydı. Başbakan’ın “Yargı bize karışamaz” sözlerini aktardığımda gülüşmeleri dikkatimi çekti. AB ile görüşmeler tıkanmış durumda. Büyükelçilere elimizden gelen çabayı gösterebileceğimizi ve AB konusunda her türlü katkıyı verebileceğimizi söyledim.
İlk üç madde değişemez: Büyükelçiler anayasanın değişmez maddeleriyle ilgili düşüncelerimi sordular, “Değişebilir mi?” diye. O maddelerde başkentin Ankara olduğu, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik ve sosyal kimliği tarif ediliyor. Nesini değiştireceksiniz?
Nükleer santral yerine elektrik alalım: Nükleer enerji konusuna kategorik karşı değiliz. Ama santralın bir yandan ihalesiz yapılması, ama onun da ötesinde Türkiye’nin nükleer teknolojiyle tanışmayacak olması bizi kaygılandırıyor. Tümüyle Rus kontrolünde olacak. Bu koşullarda Türkiye’de yapılmasına gerek yok. Eğer elektrik ihtiyacınız varsa çok daha ucuz koşullarda Rusya’da kurulu bir santraldan bunu alabilirsiniz.
BDP’nin itaatsizlik eylemleri: Şiddete başvurulmadığı sürece demokratik eylemlere saygı duymak gerekir.
Suriye’de reform: 21. yüzyıl baskıcı rejimlerin sonu. Baskıcı yönetimleri sona erdiren asıl etmen de teknolojideki hızlı gelişme. Bu ülkelerin yöneticileri daha cesur olmalı. Kendilerinden beklenen talepleri süratle yerine getirmeli. Demokrasi ve özgürlük içinde sorunları aşabilirlerse bundan en büyük yararı Türkiye görecek.
Kürtçe broşür: Biz aile sigortasını TRT Şeş’ten Kürtçe tanıtacaktık. Ama YSK yasak getirince kullanamadık. Seçim döneminde bu propaganda yasak.
Erdoğan’ın başkanlık sistemi açıklaması: Gündemi değiştirmek için başka bir konu bulamadı Sayın Başbakan herhalde. Başkanlık sistemini tartışmaya açmak istiyor. Gereksiz bir şey.
1 Nisan şakası: Toplantıdan ayrılırken yurttaşlarla sohbet eden Kılıçdaroğlu, “Sayın Başbakan bir açıklama yapmış, ‘artık kimsenin evi sabaha karşı basılmayacak’ demiş” dedi. Yurttaşların şaşkınlık yaşamaları üzerine Kılıçdaroğlu, bunun 1 Nisan şakası olduğunu söyledi.
Yüzde 20’lerde değiliz
Toplantıda, CHP’nin oy oranının tartışıldığı bölümde Bilim ve Kültür Platformu Başkanı Prof. Sencer Ayata, “Artık hiçbir araştırmada yüzde 26-27 çıkmıyoruz. AKP’nin kendi araştırmalarında dahi 28’in üstüyüz” dedi.
Ayata’nın sözlerini “başarı” olarak görüp görmediğinin sorulması üzerine CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Kesin başarı iktidar olmak” yanıtını verdi.
Cumhuriyet