Y-CHP: Mustafa Kemal’in rotasından Avro-Atlantik rotasına
“Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vâdisine yuvarlanadurmuştur. Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklâl vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?… Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir!”
Mustafa Kemal Atatürk
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ABD ziyareti öncesi Turkish Policy Quarterly Dergisine Yeni CHP’yi anlattığı röportajında ABD’ye sıcak mesajlar verdi. Kılıçdaroğlu, Türkiye’deki ABD karşıtlığını AKP’nin kışkırttığını öne sürdü. Yeni CHP’nin rotasının saptırılması ve metamorfozuyla ilgili saptamalarımızın kanıtı niteliğindeki bu röportajı okumadan önce İsrail ve ABD’nin Ortadoğu girişimlerine siyasal / düşünsel taban oluşturmak üzere kurulan WINEP (Washington Institute for Near East Policy) Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü Soner Çağaptay’ın 5 Eylül 2010′da Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ve Y-CHP’ye biçilen misyonu ayan beyan göz önüne seren “Yeni Kemalizm..” yazısına İlk Kurşun gazetesinde verdiğim “Yeni Küresel Kıskaç:Yeni Kemalizm” yazımı hatırlatma gereği duydum.
CHP’nin Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine dayanan tam bağımsızlıkçı rotasından savrularak Avro-Atlantikçi bir rotaya sokulmasının sonuçlarını hep birlikte göreceğiz. Y-CHP yöneticilerinin Cumhuriyet mitinglerinde “Ne ABD Ne AB, Tam Bağımsız Türkiye” sloganlarıyla meydanlara akan milyonlarca Cumhuriyet yurttaşına bu savruluşun hesabını nasıl vereceklerini de..
Ali Rıza Üçer
CHP’nin AB ile ilgili görüşleri üzerine sorulan soruya Kılıçdaroğlu şöyle yanıt verdi: “AB, NATO ile birlikte Avro-Atlantik camiasının temel direkleridir. Türkiye bu camianın vefalı bir üyesi olagelmiştir ve kararlılıkla öyle kalmalıdır. Aslında AKP Avro-Atlantik camiası üyeliğinde kendini ‘evinde’ hissetmemektedir. AKP kendini başka coğrafyalarda, örneğin Orta Doğu’da daha rahat hissetmektedir. Öte yandan bu coğrafyalarda izlediği politikalarla ve sürekli yaptığı Osmanlı referanslarıyla rahatsızlık yaratmaktadır.”
“Türk-Amerikan ilişkileri yeniden, eşitlik, karşılıklı güven ve saygı ile birbirinin meşru çıkarlarını gözetmeye dayalı işlevsel bir yola sokulmalıdır. CHP olarak Amerikalı müttefiklerimizle, anlaştığımız alanlar üzerine yoğunlaşmaya ve anlaşmazlık alanlarımızı da azaltmaya yönelik saydam bir ilişki tesis etmeye çaba sarf edeceğiz.”
“…Türkiye, bölgesel politikaları nedeniyle Avro-Atlantik camiasına mensup müttefikleri ile de arasına mesafe koymaktadır. İsrail ile bozulan ilişkiler, Türkiye’yi Orta-Doğu barış sürecinde anlamlı bir rol oynama olanağından mahrum kılmıştır. Türkiye Arap-İsrail anlaşmazlığında artık güvenilir bir aracı değil, bir taraf olarak algılanmaktadır ”
“ İran şeffaf olmalıdır ve kendisinin de taraf olduğu Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşmasının hükümlerine uymak zorundadır” dedi. Füze kalkanı projesinde Türkiye’nin Lizbon’da kararı imzalamasını doğru bulduğunu belirten CHP lideri şunları kaydetti: “Türkiye’nin Lizbon’daki NATO zirvesinde füze savunma prensibini imzalaması doğru bir karardır. NATO, hala Avro-Atlantik sisteminin temel savunma çıpasıdır. Türkiye’ye yönelik herhangi bir tehdidin esas itibariyle komşularından gelmesi beklenmelidir”