Medya Yusufçuğunu Tespit Etme Rehberi
OdaTV dalgasından sonra , Sürekli Darbe “Ergenekon”‘un kendilerine yönelmeye başladığını gören medyada bazıları usul usul çarketmeye çalışıyor.
Bu çarkedişi Yiğit Bulut gibi aniden yapamadıkları için kendilerine özgün yöntemler geliştiren bu “Yusufcuk” türünü daha rahat tespit edebilmeniz için size bir mini rehber sunuyoruz :
1- AKP’yi doğrudan övemediği için, “Dış Politikasını” övmeye başladıysa (Bkz: Cİhan Haber Ajansı’na verdiği röportaj ile İbrahim Yıldız)
2- Zamanında attığı yalan yanlış manşetler karşısına çıkarılmasın diye “bizim de hatalarımız oldu, bizi de yanılttılar” mealinde açıklamalarda bulunuyorsa (Bkz: Ertuğrul Özkök’ün 28 Şubat manşetleri ve İbrahim Yıldız’ın Danıştay saldırısı manşetleri ile ilgili Fetullahçı medyaya verdikleri demeçler)
3- Önce Tayyip Erdoğan’a övgüler düzüp, sonra ihmal edilmiş nokta kalmasın diye Taraf’ın gazeteciliğine övgüler düzmeye başladıysa (Bkz. Oray Eğin’in son yazıları)
4- Hem “yandaşlığa’ geçiş yapıp hem de “eleştirel” görünebilmek için , iktidar cephesindeki güç dengelerinden birine oynamak. Bu özgün yöntemi ilk olarak Serdar Akinan, “Gül’e kıyasla Erdoğan daha milli” tezine oynayarak denedi ama vardığı nokta Cine5’te ‘Sibop’ isimli program yapmak oldu. Şimdi bazılarının AKP’ye karşı cemaat (veya cemaate karşı AKP) tezi üzerinden ince pozisyonlar almaya çalıştığı gözleniyor.
5- Ve son olarak ne kadar “haktan” ve “demokrasiden” yana , “darbeci”lere karşı olduğunu kanıtlamak için Fetullah Gülen’in zamanında kendisine yazdığı teşekkür mektuplarını okuyorsa (Bkz. Uğur Dündar Balçiçek İlter’in Karşıt Görüş Programı 17.03.2011)
bilin ki bir medya yusufçuğu ile karşı karşıyasınız.
Yukarıdaki beş belirtiyi gösterenlerin yoğunlaştığı medyada ‘yusuflama’ furyası yurt sathında bugün de bütün hızıyla devam etti.
-Basının “amiral gemisini” 28 Şubat’ın emrine vermekle suçlanan Ertuğrul Özkök, çareyi önce Samanyolu televizyonuna çıkıp Mümtazer Türköne ve Faruk Mercan’a günah çıkarmakta buldu. Paçayı kurtarma çabasına doyamayan Özkök, ertesi gün köşesinde Türköne ve Mercan’ı öve öve bitiremedi. (Bkz. Samanyolu Tv-Endaze, 3 Mart 2011, Hürriyet “Öteki Mahallede de iyi İnsanlar Var”- Ertuğrul Özkök, 5 Mart 2011)
-Bütün bu “suçsuzluğunun kanıtlama” çabalarına rağmen “tehlikeyi savuşturamadığını” gören Özkök bugün de “Alacakaranlık Sütçüsü” başlıklı bir yazı yazdı. 65 yaşındaki emekli genel yayın yönetmeninin geceleri uyku uyuyamadığını şu cümle ile öğrendik:
“Dün sabah yine 05.00’de uyandım…”
-New York müdavimi, teknoloji çağı yazarı Oray Eğin’in Odatv operasyonundan sonra aniden çarkederk ilk ‘yusuflama’ yazısını kaleme alışını önceki gün haberleştirmiştik.
(Bkz. “Bu Bir Erdoğan Güzellemesi Değildir”-15 Mart 2011, Akşam)
Eğin, bugün de daha önce “operasyon bülteni” olmakla suçladığı Taraf gazetesine buse yolladı:
“Motivasyonları ne olursa olsun, fark etmez, gazetecilik yapıyorlar. Üstelik Türkiye’de medyanın yoğun bir baskı altında olduğu ortamda Taraf dışında hiçbir gazete bunları yayımlayamazdı. Taraf’ınki bir ‘deli cesareti’ başka hiçbir gazetede yok şu anda.”
(Bkz, Akşam-Oray Eğin-“Bu Belegeleri Kim Servis Etti?”-17 Mart 2011)
-“Değişimi” önce Mustafa Balbay’ı Ankara temsilciliğinden alarak başlatan Cumhuriyet gazetesi, sayfalarını renklendirmek, Öcalan’a ‘terörist’ dememek ve yazarlarına artistik pozlar verdirmekle kalmadı.
Yusuflama yarışında geride kalmak istemeyen gazetenin Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız, Cihan Haber Ajansı’na verdiği röportajda önce AKP’nin dış politiklarını başarılı bulduğunu söyledi, ardından da “Danıştay cinayetinde yanlış yönlendirildik” dedi.
(Bkz. “Cumhuriyet’ten Büyük İtiraf”, Cihan Haber Akansı, 14 mart 2011)