İklim Bayraktar için suç duyurusu
CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, kendisi için “içip içip kapıma dayandı” iddiasında bulunan İklim Bayraktar hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. İnce, “Bayraktar’ın TV’deki açıklamaları paranoyakça” dedi.
Bayraktar’a suç duyurusu
CHP’li Grup Başkanvekili Muharrem İnce, kendisi için “içip içip kapıma dayandı” iddiasında
bulunan İklim Bayraktar hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu
Haber :Fatih ERBOZ
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Odatv muhabiri olduğu belirtilen İklim Bayraktar hakkında 8 Mart Salı günü suç duyurusuna bulundu. Deniz Baykal’ın kendisine “taciz” de bulunduğunu ileri süren İklim Bayraktar, CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce için “içip içip kapıma dayandı” iddiasında bulunmuştu. Baykal’ın ardından Muharrem İnce de dava açmaya karar verdi. İnce, odatv yazarı hakkında avukatı aracılığıyla suç duyurusunda bulunarak kamu davası açılmasını talep etti. İnce, dava dilekçesinde şüpheli İklim Ayfer Bayraktar’ın (Kaleli), yapmış olduğu açıklamalarda kendisine siyasi bir komplo çerçevesinde iftiralarda bulunduğunu öne sürdü.
Açıklamaları paranoyakça
Öte yandan, Bayraktar’ın televizyonda Fatih Altaylı’ya yaptığı açıklamaları ’paranoyakça’ olarak niteleyen Muharrem İnce, kendisiyle görüştüğü o geceyi Akşam gazetesi’ne anlattı. İklim Bayraktar’ı kurultayda tanıdığını belirten İnce, “Yanıma gelerek ’Yalovalıyım’ dedi. Hemşeri kıyağı yapmak istedim” sözleriyle açıkladı. İnce şöyle konuştu:
AKP’liyi gidip gözüyle gördü!
“O akşam, 22.30 civarında evde oturuyorum. Eşim de var. Masada rakı duruyor. İki duble içtim. Sarhoş değildim. Bir tanıdığımdan telefon geldi. Önemli bir haber. Onu (İ. Bayraktar) aradım. Arabası olmadığını söyleyince evinden aldım. Öyle televizyonda söylediği gibi yanında eşi falan yok. Arabaya aldım. Yarım saat oturmuşuz, o da yalan. Hemen başka yere gittik, bir mekana. Yüz metre kala durdum. Arabadan indirdim. Ve ’Git AKP’li o önemli kişi ne yapıyor gözlerinle gör’ dedim. Gitti, gördü ama haberi yapamadı. Beni eşiyle evime bıraktığını ve asansörle çıktığımı söylüyor. Ben giriş katında oturuyorum.”
Tamaylıgil: Güneş balçıkla sıvanmaz
CHP Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Bihlun Tamaylıgil, partisinin, çirkin, yalan ve yanlışın içinde olduğu bir propaganda ile karşı karşıya olduğunu, bunu tamamıyla reddettiklerini belirtti. Tamaylıgil, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “CHP ve onun Genel Başkanı balçıkla sıvanamayacak kadar kötülük, şantaj ve tehdit ile yan yana getirilemeyecek kadar pozitif değerlere sahip kişidir. CHP böyle bir siyasi harekettir. Bizim gündemimiz, kirli alanlar değildir. Güneş, balçıkla sıvanmaz. Biz, gündemimizi ortaya koyuyoruz. Gündemimiz, Türkiye’nin gündemi ve bu yönde yapacağımız çalışmalardır.”
Kılıçdaroğlu: O ismi savcı açıklasın
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İklim Bayraktar’ın söz ettiği AKP’li vekilin adını savcının da bildiğini onun açıklaması gerektiğini belirtirken, Deniz Baykal da Kılıçdaroğlu’nun komployu duyduğu anda kendisini araması gerektiğini söyledi. Milliyet’ten Fikret Bila’nın haberine göre Kılıçdaroğlu, “Deniz Bey’i aramadım çünkü iddiayı ciddiye almadım. Ciddiye almadığım bir konuda da Deniz Bey’i arayıp böyle bir konuyla boşu boşuna rahatsız etmek istemedim” dedi. Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “CHP’ye karşı yapılan komplo girişimidir. Bu komplo girişimi boşa çıkmıştır. Bazı bilgilerin hükümeti destekleyen medyaya servis edildiğini biliyoruz. Savcılık o zaman bu bilgiyi de servis etsin de öğrenelim. Bu ismi açıklamak bana düşmez.”
‘Tuzak kuruluyor’ diye aramalıydı
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal ise CHP’nin bir tuzağa çekilmek istediğini belirterek Bila’ya şunları söyledi: “Ben Kemal Bey’i aramadım. Çünkü ben bir komplo kurulduğunu hissettim ve uzak durdum. Bu tuzağa düşmedim. Böylece hem kendime hem de CHP’ye zarar verilmesini önlemiş oldum. Ancak sonra ortaya çıktı ki önce Gürsel Tekin’e sonra da Kemal Kılıçdaroğlu’na giderek benimle ilgili bu iddialarını iletmiş. İşte o aşamada Kemal Bey’in bu görüşmeyi hemen kesip, ziyaretçisini hemen gönderip beni araması gerekirdi. ’Böyle bir girişim var, böyle bir tuzak kuruluyor’diye dikkatimi çekmesi beklenirdi.’