Gerçek değil, sahte gündem sitesi!
İLK KURŞUN GAZETESİNDE ÖNEMLİ BİR HABER YAYINLANDI:
SARI ÖKÜZ HİKAYESİNİ OKUYUN YAZININ EN SONUNDA
GERÇEK GÜNDEM SİTESİNİN SAHİBİ VE GÜRSEL TEKİN’İN SAĞ KOLU BARIŞ YARKADAŞ’IN SON YAZISI HANGİ İPUÇLARINI VERİYOR…
OKYANUS ÖTESİNDEN BİRİLERİ BÜYÜK KULÜBE FISILDADI,ORDAN BİRİLERİNE,O BİRİLERİ SÜREKLİ BİRİNE EMİRLERİ FISILDIYORDU…ÖNCE BAYKAL HARCANDI ÖNDER SAV SUSTU VE HATTA AKTİF ROL OYNADI, ARDINDAN ÖNDER SAV HARCANDI SÜHEYL BATUM SUSTU VE HATTA AKTİF ROL OYNADI, SIRADA….
YALÇIN KÜÇÜK SÖYLER DURURDU, GURSAL..BÜYÜK KULÜP…SÜHEYL VİTRİN AMA ONU DA HARCAYACAKLAR…
İŞTE ZULÜMHANE’DEKİLERİN MİLLETVEKİLİ YAPILMASINA KARŞI ÇIKAN BARIŞ YARKADAŞ’IN GERÇEK GÜNDEM’DEKİ YAZISI,YORUM SİZİN:
Batum ve İnce’yi durdurun!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun toplumda yarattığı heyecan, ne yazık ki; yine CHP içindeki bazı isimlerin, yersiz, zamansız, saçma ve toplumsal karşılığı olmayan sözde çıkışlarıyla dindirilmeye çalışılıyor. CHP’liler, 18 Aralık’taki kurultayda dile getirilen “41 Vaat”i konuşmak ve geniş kitlelere anlatmak yerine, ipi sapa gelmez sözlerle AKP’nin ekmeğine yağ sürüyor. Sözde “polemik” yapma gayreti, programsızlığın ve iktidar iddiasını kaybetmenin tezahürü haline geliyor.
İşte son dönemin en bariz örnekleri:
Süheyl Batum… CHP Genel Başkan Yardımcısı… CHP’ye davet edildiğinde, “Yeni Anayasa” konusunda çalışma yapması istendi. CHP kurmayları, Batum’un uzmanı olduğu Anayasa Hukuku konusunda katkılarından faydalanacak, AKP’nin demagojileri karşısında seçmenin karşısına güçlü bir argümanla çıkılacaktı. Böylece, AKP’nin “anayasa tartışmaları” üzerinden etkilediği geniş kitlelere farklı bir pencere açılacaktı.
Olmadı…
Batum, partiye ne için davet edildiğini unuttu! CHP’ye katıldığı günden beri anayasa üzerine sadece iki kez konuştu. CHP “Yeni Anayasa” üzerinden başlayan tartışmalarda herhangi bir varlık gösteremedi. Saha, AKP’li Burhan Kuzu’ya kaldı.
Batum ise, anayasa tartışmaları yerine, kah İşçi Partisi’nin kah Atatürkçü Düşünce Derneği’nin toplantılarında görüldü. ‘’Ulusalcı” kesimin duygularını okşayan konuşmalar yaptı. Pazar günü ise Ümraniye’de hızını alamayarak “İşçi Partisi ile CHP güçbirliği yapmalı” gibi ipe sapa gelmez sözler etti.
Bazen merak ediyorum; acaba Batum’un söylediği bu sözler “parti politikası” haline mi geldi? “CHP’nin İşçi Partisi ile güçbirliği yapması” Parti Meclisi ya da MYK’da konuşuldu mu?
Bu önerinin CHP yönetiminde tek bir taraftar bile bulmayacağından adım gibi eminim…
Batum’un incileri bununla bitse iyi..
“BDP ile ittifak yapabiliriz…” sözleri, CHP’yi tam bir ay boyunca meşgul etti… CHP yönetimi, böyle bir ittifakın olmadığını anlatmak için tam bir ay boyunca tüm enerjisini buna harcadı.
Batum durmadı! Bir ya da iki ay sonra, bu kez de eylem yapan, yumurta atan öğrencilere “faşist” dedi. Kılıçdaroğlu’na sol ve sosyalist gençlerin sempatisinin önü kesildi. Sosyalist ve demokrat öğrenciler “CHP’de hiçbir şey değişmiyor” diye düşünmeye başladı.
(YARKADAŞA GÖRE TUNCAY ÖZKAN VE BALBAY’LA 10 PUAN KAYBEDİLİRMİŞ)
Süheyl Batum’un son iki bombası ise Ergenekon sanıkları ile TSK üzerine söylediği sözlerdi. CHP içindeki “ulusalcılar”a sürekli göz kırpan ve duygularını okşayan Batum, partisini nasıl bir felakete sürüklediğini ise ısrarla görmezden geldi. Tuncay Özkan ile Mustafa Balbay’ı inatla CHP adayı yapmaya çalışan Süheyl Batum, Kılıçdaroğlu’nun “Böyle bir şey yok” sözlerine rağmen, tavrını sürdürdü. Ergenekon sanıklarının CHP’den aday gösterilmesinin, seçimlerde en az on puanlık bir kayıp yaratacağı gerçeğini ısrarla görmezden gelmeye çalışan Batum’un bu tavrı sürüyor.Ve ne yazık ki; CHP içindeki hiçbir etkili – yetkili isim “Dur” deme ferasetini gösteremiyor. Batum, belli ki; CHP’yi üniversitede ders verdiği kürsü sanıyor. Aklına gelen her şeyi söyleyebileceğini sanıyor.Birinin Batum’a artık “Dur” demesi gerekiyor.
Belli ki; Süheyl Batum bazen CHP’de “Genel Başkan Yardımcısı” olduğunu unutuyor. Söylediği her sözün, genel seçim öncesi nasıl bir dalgalanma yaratacağını göremiyor.
Alın size son örnek: “Asker meğer kağıttan kaplanmış…”
Batum’un bu sözleri, aslında Bülent Arınç’ın “İyi ki bu paşalarla savaşa girmemişiz” sözüyle aynı. Ancak Arınç ve yandaşları medyayı elinde tuttuğu için, o sözler çok etki yaratmadı. AKP ideologları o sözleri AKP’nin lehine çevirdi. CHP ise bir anda AKP’nin bombardımanı altında kaldı. “İkna edici” bir argüman geliştiremedi. Ve Türkiye, hiç de gereği yokken, yeniden “DARBE” tartışmalarının içine çekildi. Kılıçdaroğlu’nun yaratmaya çalıştığı imaj, Süheyl Batum’un sözleriyle yerle bir edildi. CHP yeniden “darbeci” suçlamasıyla karşı karşıya kaldı, AKP’ye büyük bir koz verildi.
“İP MARJİNAL”
Süheyl Batum’un “çıkışları” ne yazık ki; iktidar partisinin ekmeğine yağ sürmekten başka hiçbir işe yaramıyor. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin toplantısında dile getirdiği “İşçi Partisi ile güçbirliği yapmalıyız” sözleri CHP tabanında infiale yol açıyor. Partide böyle bir politika belirlenmediği ve belirlenmeyeceği halde, aklına geleni söyleyen Süheyl Batum’un sözleri, CHP’yi marjinal bir noktaya çekiyor, sivilleşme iddiasını kaybetmesine yol açıyor.Ya Muharrem İnce… Muharrem İnce ekrana çıktığında, hemen kanalı değiştiriyorum… Politika üretme yeteneğini kaybeden Muharrem İnce, genel merkezin dikkatini çekebilmek için olmadık sözler ediyor. Yukarıda da söyledim, “program” olmayınca, eksikler, “polemik”le kapatılmaya çalışılır. Muharrem İnce de “Artist Çocuk” gibi laflar ederek, aklınca AKP’ye “muhalefet” ediyor… “Artist”leri aşağıladığını fark etmeden hem de…
Pazar günü yaptığı konuşma ise, akıllara durgunluk verecek cinsten… 12 Eylül’ün işkenceci paşalarından söz ederken, “Sizleri de savunmak bize düştü” diyor. İnce, işkenceci faşistleri savunuyor ve bunu hiç sıkılmadan anlatıyor.
Muharrem İnce’nin son dönemlerdeki gayretinin amacı belli: İnce, 29 Ekim resepsiyonunda Kılıçdaroğlu’na attığı kazığı affettirmeye çalışıyor. Kılıçdaroğlu’nu geniş kitleler önünde çok zor durumda bırakan İnce, koruyucusu ve hamisi Önder Sav etkisizleştirilince, rotasını genel merkeze çevirerek yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor. Böyle yaparak, “29 Ekim resepsiyonu kazığı”nı unutturacağını sanıyor. Kişisel ikbal beklentisi yüzünden CHP’yi olur – olmaz tartışmaların içine çekiyor.
İşte CHP’den iki isim, iki örnek… Kılıçdaroğlu, Batum ve İnce nezdinde ortaya çıkan bu tabloya, çarşamba günü yapacağı MYK’da son verecek radikal tedbirleri mutlaka almak zorunda. Zira; Batum ve İnce’nin akla mantığa sıkmayacak çıkışları, CHP’yi “sivil” görüntüsünden uzaklaştırıyor. Oysa; CHP’de herkes ‘’kendi işi’’ni yapsa, anlamsız polemiklere de gerek kalmayacak. Ancak ne yazık ki; yöneticiler “41 Vaat”i konuşmak, halka “3. Yol”u anlatmak yerine anlamsız ve oy kaybettirecek sözde polemiklere girişiyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “aklına gelenin konuştuğu parti” görünümüne bir an önce son vermeli. Zira; söz söyleme ve konuşma hakkı, “parti içi demokrasi” sınırını aştı, “parti içi kaos”a dönüştü…
* * * * *
1. NOT: CHP’nin iktidar yarışı önünde yeni bir tuzak daha var: Cumhuriyet Mitingleri… AKP’nin ekmeğine yağ sürmek isteyen çevreler yine harekete geçti ve toplumdaki ayrışmayı güçlendirmekten başka hiçbir işe yaramadığı ortaya çıkan mitingleri organize etmeye başladı. CHP bu bağlamda, içine çekilmeye çalışıldığı tuzağa karşı net bir politika belirlemek zorunda.
2. NOT: CHP bir süredir çeşitli çevrelerin tehdit ve şantajına maruz kalıyor. Bunun son örneğini, geride bıraktığımız günlerde de yaşadık. Milletvekili olabilmek için tüm değerlerini pazarlayanlar, ne yazık ki; gençleri sahneye sürüyor ve onları kullanıyor.AKP medyasına çıkartılıp konuşturulanlar, Kılıçdaroğlu’na yönelik akla hayale gelmeyen iftiralar atıyor. Bunların amacı belli: CHP tehdit ediliyor, şantaja maruz bırakılmak isteniyor. Yeniden milletvekili listesine girebilmek için gençleri kullananların ve git gide çirkinleşenlerin oyunlarını hergün deşifre ediyoruz. CHP yönetimi bu tehdit ve şantaj girişimlerine pabuç bırakmamalı…
3. VE SON NOT: Bu yazıyı kaleme aldıktan hemen sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan konuştu. Yine fail-i meçhul cinayetlerin sömürüsünü yaptı. Aynı konuşmada, askere övgüler dizdi. Hem de Arınç’ın sözlerini görmezden gelerek… Oysa, CHP’li Sezgin Tanrıkulu, ”Hakikatleri Araştırma Komisyonu kuralım” önerisinde bulunmuş, bu da AKP tarafından reddedilmişti. CHP’nin AKP’nin demagoji yaptığı alanları ısrarcı politikalarla elinden alması gerekiyor.
SARI ÖKÜZ HİKAYESİ
Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş.
Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler.Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.
Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
“Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Bütün suç hep o Sarı Öküz”de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım.”
Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz”ü vermişler aslanlara. Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış. Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk”u istemişler:
“Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim.”
Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk”u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahaleye ederek, “Verin bize şunu, yoksa karışmayız” demeye başlamışlar.
Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri liderlerine, “Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, vaktiyle ne kadar güçlüydük” diye sormuş.
Boz Öküz, Benekli Öküz”ün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli “Biz” demiş, “Sarı Öküz”ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı..”
HABERLE İLGİSİ YOK BU ÖYKÜNÜN DEĞİL Mİ?
KEMALİSTLER SORACAK KENDİ KENDİLERİNE
BİZ BU CHP’Yİ NASIL,NEREDE KAYBETTİK?
İŞTE HABER BU YORUM SİZLERİN…
FBKG SİTESİ OLARAK DÜZENE AYAK UYDURANLARA KARŞI OLDUĞUMUZU BELİRTEREK İLK KURŞUN’A SONUNA KADAR DESTEK VERİYORUZ!