Atatürk ve Mirşan’ın baş kaldırısı ya da Sevr’e indirilen kat’i darbe!..
TRT Haber’de DAMGALARIN GÖÇÜ başlıklı
* Türk ve dünya tarih ve kültürünün yeniden yazılması gereğini bu kere- şimdiye kadar bunu reddeden- akademisyenlerimiz tarafından hazırlanan, değeri biçilmez bir belgesel seyrettik.
Yazık ki, TRT ayni saatlerde Erzurum olimpiyatlarının açılışını vermeleri ve de sorumlu kişilerin bu durama dikkat etmemeleri nedeniyle- ümit ederiz maksatlı değildir- bir kesim halkımız
* Türk Kimliğinin ve kültürünün değeri konusunda GÖRSEL bilgi sahibi olamadılar.
Tekrarlamakta fayda vardır,
* Batı 1774’ten beri, Türkleri, Kültür, Uygarlık tarih ve insanlık dışına itmek için geleneksel Türk karşıtı çabalarında adım adım ilerlemektedirler. Bu konudaki
Taktikleri – hileleri dememek için- şudur :
* Asya’da, Türk tarihini İ.Ö 220’de Hun imparatorluğu ile başlatıp, Türklerin tarihte geç kaldıklarını kafalara yerleştirmek
* Anadolu’yu, SEVR’e göre parçalamak için atalarımızın ilk kere 1071’deTOKUZ OĞUZLAR’la geldiklerini inatla ileri sürmek…Bu konuda büyük başarı sağlamışlardır.
İşte bu yapay Türk tarihi
* Batının çıkarlarını sağlamak üzere
* Batı tarafından kaleme alınmış ve bizim Akademisyenlerimiz tarafından
* bilimsel şüpheyle incelenmeden kabul edilmiş olan
* BATI MERKEZLİ TÜRK TARİHİDİR ; Dünya tarihi de bu şekilde yazılmıştır.
Bu tarihe
* ilk başkaldıran Atatürk’tür. Tarih, 1930…Bunun amaçla sayısı 2000’leri geçen kitapları inceleyerek bir
* “kurmay subay” kafası ve “mobil zekâsı” ile durum tespiti yapmış
VE
* ORTA ASYA’da bir ANAYURT olduğunu ortaya çıkarmış ve bunun tarihinin çok eskiler dayanmış olması gerektiğine işaret etmiş,
* ANADOLU’nun en aşağı 5.000, günümüzden 7.000 yıl öncesinden beri TÜRK YURDU olduğunu ifade etmişti.
Fakat, üzülerek söylüyoruz, çok değerli Hittitolog Ord.Prof. Ekrem Akurgal, ölünceye kadar Anadolu’ya 1071 de geldiğimizde ısrar etmiş ve de “Yunanlı dostlarımızı kırmamak” nezaketinde(!?) bulunmuştur(Cumhuriyet)
Değeri, yavaş yavaş ortaya çıkan ve gelecekte tüm dünyanın, minnettar olacağı bir büyük araştırmacı vardır ; o da, bu kere
* Orta Asya çocuğu olarak Orta Asya’da,
* Orta ASYA MERKEZLİ
* ÖN-TÜRK KÜLTÜR UYGARLIK VE TARİHİYLE
* Bu, Batı Merkezli Emperiyalist Tarihe başkaldırmıştır :
* KÂZIM MİRŞAN
Ekrem Akurgal ve ekolü , bu DAMGALARIN GÖÇÜ belgesini yapan sayın Akdemisyenlerin ortaya çıkışına kadar ülkeye en büyük zararı vermişlerdir :
* Akurgal, Sevr’in, Emperiyalistler tarafından, Atatürk’ün ölümünden başlayarak sinsi bir şekilde uygulamaya
* Konulmasına 1071’de ısrarı ile ,
* Ekolü ise, farkında olmayarak ya da Büyük hoca Akurgal’a karşı gelemeyerek
* Araç olmuşlardır.
Evet, bu gerçeği biz de yaşadık :
Ekrem Akurgal’a, Cumhuriyet ve Hürriyet gazetelerinde gönderdiğim bir açık mektupta
* “ Siz, büyük hoca, Kâzım Mirşan’ın ortaya çıkardığı Ön-Türk Uygarlığını elinize alırsanız, tüm dünya bu gerçeği kabullenmekte zorluk çekmez” diye yazdığımda beni, Kültür Bakanlığına “bir maceraperest” diye şikâyet etmişti : yıl 1988.
* Hürriyetin Dış baskısında, Rahmetli Hikmet Bil’in bastığı
* Ön-Türkleri ve Kâzım Mirşan’ı tanıtan seri yazılarım sonucu
* bizi ödüllendirmek isteyen Sayın Aydın Doğan’a
* Ekrem Akurgal engel olmuştu (Hikmet Bil’den öğrendim),
Daha öncesi de var:
* Kâzım Mirşan’ın, Türk Tarih kurumuna gönderdiği çalışmaları, Akurgal ekolü mensupları tarafından raflarda tozlanmaya terk edilmişti : yıl 1970.
* Kültür eski bakanı Namık kemal Zeybek’in , Türk tarih kurumuna gönderdiği çalışmalarım da ayni akıbete uğramıştı
Amacım, polemik yapmak ya da kahramanlık iddiasında bulunmak değil, Eğer,
* Akurgal, Kâzım Mirşan’ın çalışmalarına engel olmasaydı
* 1970’lerde Ortaya çıkacak olan Ön-Türk uygarlığı gerçeği ile, SEVR şartları bir kere daha çöpe atılmış olacaktı.
Ortada,
* ne üst kimlik, ne alt kimlik YUTTURMALARI ne de
* 48 etni KIŞKIRTMALARI
* ne Ermeni, ne Kürt, ne Pontus iddiaları,
* Anadolu’da dip kültürün bize ait olduğunun bilinmesiyle
* Emperiyalistlerin “insan hakları “ “demokrasi” oyunlarına kat’i, sağlam yıkılmaz bir set çekecektik.
Bugün
* 1970’denberi- maalesef 40 yıllık bir gecikme de olsa –
* Damgaların Göçü belgeseli ile ,
* Sevr’e gerekli olan set bir kere daha çekilmiştir. Şimdi sorun
* Bu “SET”in gerçekleşmesi için çalışmaktır.
Türk Kültürü son kere,
* Osmanlı imparatorluğunun çöküş nedenlerinin başında gelen, her biri,
* pozitif bilimlere sırtını dönmüş –, Osmanlı imparatorluğunun çöküşünü yaşamış olan, 1880 doğumlu babamın söylediği gibi- bedava yiyip içenlerin toplandığı- birer TENBELHANE olan
* TEKKE ve ZAVİLERİN açılması fikriyle,
* Bu şuursuz düşünceyle,vatan sevgisini dolaba kilitlemişlerin cehaletiyle yok edilmek istenmektedir.
Tek bir belgeselle Kimliğimize, Kültürümüze tarihimize dönüş ve her şeyin üstünde
* Batı Merkezli tarihe, artık
* başkaldırmış olan Akademisyenlerimizi alkışlarla tebrik ederiz.
* Bu yolda, Atatürk’ün yolunda, ayni azim ve şuurla
* Yürümelerini dileriz.
Bu belgesel çalışmaları ile Önce TAŞTAKİ TÜRKLER adıyla yayınlanan kitabında sunduğu belgeler için,
* Çinden, İzmir’e kadar çekilen bir çizginin altında ve üstünde kalan tüm ülkelerde, gereğinde 3.000 metre yükseklikteki tepelerde kar tipisi altında yatmaktan çekinmeyen, atla, yürüyerek, uçurumları dolanarak,
* 4yıl içinde 150 bin kilometre yol yapan
* Servet Somuncuoğlu’nun adı, Türk Kültür tarihine altın harflerle yazılacaktır.
O, Yalnız başına
* bu çok geniş sahaya yayılmış olan atalarımızın bıraktığı, kaya resimleri, damgaları ve yazıları
Toparlamış ve
* Batılının, bu Ön-Ata eserlerine sahip olma çabalarına engel olmuştur. Ve de ,
* Atatürk’ün ölümünden sonra bir Türlü Türk kültürünü ortaya çıkaramamış olan
* Türk Tarih Kurumunun 1938’denberi yapamadığını 4 yıl içinde başarmıştır.
Damgaların Göçü belgeleri de Servet Somuncuoğlu’nun
Ankara yöresindeki son çalışmalarıdır.
Halûk Tarcan (CNRS-Paris) / İLK KURŞUN