Darbeci aklandı, gaflet suçlandı
Erdoğan referandumda ‘hayır’ verenlere ‘darbeci’ dedi ve beraat etti
ADD Başkanı Çölaşan ise ‘evet’ diyenlere ‘gafil’ dediği için ceza yedi
Darbe suç, darbeci demek değil
Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi, ‘darbeci’ demeyi suç saymayarak çok tartışılacak bir karara imza attı. Mahkeme, referandum sürecinde darbecilere hesap sormak için oy istediğini vurgulayan Erdoğan’a, hayır oyu verenlere ‘darbeci’ dediği için açılan davayı düşürdü.
Beş bin lira tazminat ödeyecek
Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’ndeki davada ise Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan aleyhine açılan dava karara bağlandı. Mahkeme, Melih Gökçek’in açtığı davada, Çölaşan’ı “Evet diyenler gaflet içinde” sözlerinden dolayı mahkum etti.
Hukukçular: Yargıtay bozacaktır
YargItay Onursal Başsavcısı Vural Savaş, “Bu noktada ‘evet diyenler de karşı darbecidir’ dersek bu iddia da suç sayılmayacaktır” derken, Hukukun Egemenliği Derneği Başkanı Erdem Akyüz, “Suç olan sıfat tazminat doğurur. Yargıtay’dan döner” diye konuştu.
Darbeciye af, gaflete ceza
Ankara’da dün 2 ayrı mahkemede, 2 ayrı hakaret davası görüldü. Bir mahkeme “darbeci” lafını hakaret saymazken, bir başka mahkeme ise “gaflet” sözüne tazminat ödenmesini kararlaştırdı
Haber: Fatih ERBOZ
Referandum sürecindeki tartışmaların yargıya taşınması ve sonuçlanan davalar kafa karıştırdı. Bir mahkeme ‘hayır’ diyenlerin ‘darbeci’ olarak nitelendirilmesini suç saymazken, bir başka mahkeme ‘evet’çiler için ‘gafil’ denilmesini suç saydı ve tazminata hükmetti. Darbe karşıtı olduğunu her fırsatta iddia etmesine rağmen, 12 Eylül referandumunda ‘hayır’ diyenleri ‘darbeci’ olarak nitelendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı yargı akladı. Ankara 23. Asliye Hukuk Mahkemesi, Avukat Sedat Vural’ın Başbakan Erdoğan’ın referanduma yönelik “Hayır diyen darbecidir” sözleri nedeniyle referandumda “hayır” oyu kullananların kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle açtığı davayı reddetti.
Demokrasiye aykırı
Davaya, Avukat Vural ile Başbakan Erdoğan’ın avukatı Muammer Cemaloğlu katıldı. Başbakan’ın sözlerinin demokrasi ve demokratik hukuk devleti anlayışına, seçme ve seçilme hakkını pozitif güvenceye alan uluslararası sözleşmeler ile yurttaşlık ve oy verme hakkına aykırı olduğunu öne süren Vural, “Hukuka aykırılık taşıyan Erdoğan’ın beyanları, kişilik haklarına saldırıdır. Demokrasiye katkısına olacağına inandığımdan böyle bir davayı açtım. Hukuka aykırılığın mahkemelerce tespitini istedim” dedi. Vural, davanın kabul edilmesini talep etti. Avukat Cemaloğlu ise “Müvekkilinin, ayrıştırma gibi bir kastının bulunmadığını” savunarak, davanın reddini istedi. Yargıç Zerrin Berke, davanın reddine karar verdi.
‘Gafil’e tazminat
Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen davada ise Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Tansel Çölaşan’ın bir panelde söylediği sözler suç sayılarak tazminata hükmedildi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, “Anayasa referandumunda evet oyu kullananlar gaflet, dalalet ve ihanet içinde” diyen Tansel Çölaşan aleyhine açtığı davada, mahkeme sözlerinden dolayı Çölaşan’ı beş bin lira tazminat ödemeye mahkum etti.
Hukuki açıdan sıkıntı yaratır
Referandumda ’hayır’ diyenleri ’darbeci’ olarak niteleyen Başbakan Erdoğan hakkında açılmak istenen davanın reddedilmesi tartışmalara neden oldu. Hukukçular, verilen kararın hukuki açıdan sıkıntı yaratacağını ifade ettiler. Yargıtay Onursal Başsavcısı Vural Savaş, yaptığı değerlendirmede, “Bu sonuçla, 12 Eylül referandumunun yargıyı ele geçirme sürecinin başlangıcı olduğunu söyler ve bu noktada ’evet diyenler de karşı darbecidir’ dersek bu iddia da suç sayılmayacaktır. Bu karardan çıkacak ilk sonuç karşı okumayla yorumlanabilir” dedi. Hukukun Egemenliği Derneği Başkanı Erdem Akyüz de, mahkemenin verdiği kararın hukuki boyutu incelendiğinde, Yargıtay’dan dönme ihtimalinin çok yüksek olduğunu söyledi. Akyüz, demokratik hakkını kullanan bireylerin tercihlerden dolayı yasa ve anayasalarda suç olarak tanımlanan bir sıfattan dolayı itham edilmelerinin maddi hukuk açısından tazminat doğurabilecek boyutta olduğuna dikkat çekti.
İtham etmeye olanak tanır
Akyüz, “Bu noktada çok geniş yorumlar yapılabilir. Bir siyasi, demokratik tercihini şu ya da bu şekilde kullanmak isteyen yurttaşların tercihlerini anayasamız ve yasalarımızda suç olarak nitelendirilen bir sıfatla itham ediyorsa, bu bile başlı başına maddi hukuk alanında tazminat doğurabilecek niteliktedir” dedi. Akyüz şunları kaydetti: “Bu davayı reddetme noktasında bir tercih yaparsanız, bundan sonra ahlak dışı sözcüklerle siyasal tercihlerini açıklayanların itham edilmesine olanak tanımış olursunuz. Bunlar elbette çok tartışılacak konulardır. Hukukçular bunu dikkate alacaklardır diye düşünüyorum. Bunun da ötesinde siyasi tercihlerinden dolayı itham ettiğiniz kişilere söylediğiniz bu suçlama ile Türkiye’de bazı insanların yargılandığı da biliniyor. Bunlar hukuki açıdan sıkıntı yaratabilecek durumlar olduğu için yüksek mahkemenin bu kararı bozacağını düşünüyorum.”