Cumhuriyet Mitingleri
Yıllar önceydi. Üniversite yıllarımda..
ADD Manisa Şubesi Gençlik Komisyonu Başkanlığı yaptığım dönemde, tüm ülkede yaygınlaşan “sürekli aydınlık için, 1 dakika karanlık” eylemlerini birçok sivil toplum örgütü ile birlikte Manisa’da gerçekleştiriyorduk. O dönemde de bugünkü kadar olmasa bile bir baskı dönemi yaşanıyordu. Refah-Yol iktidarı yönetimdeydi.
O günlerde de hep düşünürdüm. Biz bu eylemleri neden yapıyoruz diye?
Eylemin yapılması fikrini ortaya çıkaran düşüncelerin hepsine katılıyordum. Refah-Yol iktidarı ülkedeki aydınlığı tehdit ediyordu. Ama bu tehdidi ortadan kaldırmak için yapılması gereken, bizlerin yaptığı gibi şehrin bir meydanında mumlarla toplanıp, basın açıklaması yapmak ve saatler 21.00 i gösterdiğinde evlerdeki ışıkların kapatılıp açılmasını izlemek miydi?
Saat 21.00 de ışıklar kapatılıp açılınca, ülkenin aydınlık yarınlara yönelik tehdit ortadan kalkacak mıydı?
Bu eylem güzeldi ama acaba yeterli miydi?
28 Şubat sürecinin yaşanmak zorunda kalınması, yetmediğini gösterdi..
Halklar, seslerini yönetime duyurmak ve yönetimin uygulamalarını eleştirmek için birçok yol kullanırlar. Türk halkı bu konudaki ince zekâsı ve eleştirel mizah kabiliyeti ile de ünlüdür.
Mesela Hacivat-Karagöz oyunları sıradan bir gülmece sunumu değildir. Bu oyunlar, halkın Osmanlı Yönetimini eleştirmek için kullandığı çok akıllı bir mizah ürünüdür.
O oyundaki Hacivat, yönetimi temsil eden, İstanbul ağzıyla konuşan ve söylediklerinin birçoğu geniş halk kitlelerince anlaşılamayan İstanbul beyefendisidir. Karagöz ise eğitimsiz ama dürüst ve sözünü budaktan esirgemeyen, öz Türkçe konuşan bir Anadolu insanıdır. İşte halk, Karagöz-Hacivat oyunu ile kendisini eğitimsiz ve cahil bırakan yönetimin uygulamalarını yıllarca bu oyun aracılığıyla eleştirmiştir.
Bunları neden yazdım?
Yönetimi eleştirmenin, yanlışlarını geniş halk kitlelerine göstermenin, bir başka deyişle muhalefet etmenin birçok yolu olduğunu anlatabilmek için.
Yüz yılı aşkın süre öncesindeki, Hacivat-Karagöz orta oyunu da, 1997 deki sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemleri de, 2007 deki Cumhuriyet Mitingleri de, yönetimi eleştirmek, yönetimin hatalarını halka göstermek, yönetimin düzelmesini sağlamak ya da halkın o yönetimi değiştirmesini sağlamak için yapılmış halk girişimleridir.
Geçen hafta içinde ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan, Cumhuriyet Mitinglerinin yeniden başlaması konusunda büyük bir talep olduğunu, bu talep ve baskı karşısında ADD Genel Yönetiminin yeniden Cumhuriyet Mitingi yapılması konusunda ilke kararı aldığını söyleyerek mitinglerin yeniden başlayacağını duyurmuş.
Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemleri de, Cumhuriyet Mitingleri de, ya halktaki tabanını kaybetmiş baskıcı yönetimlerin yıkılma sürecini başlatmada ya da demokrasinin kurum ve kurallarının tam olarak işlediği sistemlerde başarılı olabilir. Orada muhalefet partileri görevlerini tam olarak yürütürler, halk eğitimlidir ve bilinçlidir. Sivil toplum örgütleri de bu tür eylemlerle halktaki bilinçlenmeyi ve yönetime karşı olan tepkiyi dalga etkisi yaratarak çoğaltarak başarı sağlayabilirler.
Ama ülkemizin bugün içinde bulunduğu koşullarda sadece bu tür mitingleri kullanarak iktidarı değiştirmeyi hayal etmek büyük bir saflıktır.
Ayrıca toplumun ilgisini ve takdirini topladı diye aynı yöntemleri temcit pilavı gibi pişirip pişirip devamlı halkın önüne koymak, halkın takdirini değil tepkisini çeker.
Daha önceki mitinglerin birçoğuna katılmış hatta görev almış bir kişi olarak, ben bugün bu mitinglerin yapılmasına bu kez karşıyım. Ayrıca mitinglerin ilk başladığı zamandaki hava ile miting sayılarının gereksiz yere arttığı sonraki mitinglerdeki havanın aynı olmadığını yaşamış biriyim.
Eğer miting kararı alanların amacı, AKP uygulamaları konusunda halkın tepkisini örgütlemek ise bu amaca kesinlikle katılıyorum. Ama bunun bugün uygulanacak yöntemi, mitingler organize edip kendi kendimizi tatmin etmek değil, ev ev, kapı kapı dolaşarak halka ülkede dönen dolapları, tehlikeleri ve yapılması gerekenleri anlatmaktır.
Atatürkçü Düşünce Derneği de, yurdun her bir noktasında şubeleşmiş, aklı ve yüreği aydınlık vatansever örgütüyle ev ev, kapı kapı dolaşabilecek ve halka doğruları anlatabilecek insan gücüne sahiptir. Yapılması gereken de budur.
Birileri uzun zaman öncesinden planladıkları bir senaryoyu yıllardır adım adım uyguluyorlar. Ve bugün de bu senaryonun sona yaklaşan en ileri aşamalarını yaşıyoruz.
Onlar yıllardır tarikat evlerinde kafalarına örümcek ağı ördükleri kadrolarla en kritik noktaları ele geçirmiş olsalar da, televizyonundan, radyosuna, gazetesinden dergisine kadar ulusal ve yerel medyanın büyük çoğunluğu ellerinde olsa da, ne kadar sinsi olsalar, ülkenin aydınlarına türlü Bizans oyunlarını oynasalar da, ne kadar yol almış olsalar da asla başaramayacaklar.
Bugün bize düşen ülkenin aydınlık yarınlarının başına bela olan bu bukelemunları bir an önce alaşağı etmektir.
Ama bugün gelinen noktada bunun yolu, ev ev dolaşarak halka gerçekleri anlatmak ve örgütlenmek, bir yandan da doğru bir eğitim sistemi kurarak gelecek kuşakların aydınlık fikirlerle yetişmesini sağlamaktır.
Bunları yapmayıp, Cumhuriyet Mitingleri yapmak, ülkenin aydınlık yarınlarına hizmet etmez. Özetle bugün yapılması gereken, bir yandan ev ev kapı kapı dolaşmak, diğer yandan da eğitim alanındaki eksikleri gidermeye çabalamaktır.
Eğitim alanındaki eksiklik ile ilgili sadece küçük bir soru:
Küçük çocuklar en fazla çizgi film izlerler değil mi? Peki ya çocuklarımızın ülkenin kurucusu Atatürk’ü şimdiden doğru tanıması için yapılmış bir Atatürk çizgi filmi var mı?
Çocuklarımız kökü dışarıda yabancı çizgi kahramanları izleyip onların kazandığı hayali zaferleri belleklerine kazıyacaklarına, ülkenin kurucusu Atatürk’ü ve onun önderliğinde kazanılan efsanevi kurtuluş savaşımızın öğrense daha iyi değil mi?
Miting yapmayı akıllarına getirenler, çok küçük bütçe ve girişimlerle giderebilecekleri böyle bir eksikliği neden göremezler bilmiyorum.
Acaba doğru işler yapmak, milletvekili adayı olmayı sağlamıyor diye olabilir mi?
TOLGA KALE
İLK KURŞUN