Afiyet Olsun
MADEM doktor “Bu saatten sonra ne istersen yiyebilirsin” dedi; o halde buyurun sofraya hep beraber, afiyet olsun:
Civan padişahı Fatih Sultan Recep’in serbülenti Bülent Arınç’a suikast yapılacağı iddiasına ilişkin çok gizli askeri belgeleri Genelkurmay’ın “kozmik oda”sında arayan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi yargıcı Kadir Kayan’ı izlediği öne sürülen sivil plakalı askeri otomobillerden ilginç belgeler çıkmaya başladı.
Henüz “devlet sırrı” niteliği kazanmamış belgeler Ankara özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili tarafından incelemeye alındı.
Bülent Arınç’a suikast yapmak için yargıç Kadir Kayan’ı izleyen askerlerin otomobilinde ele geçirilen malzemeler şöyle: İki kilo kuru soğan, bir kilo patates, üç kilo kuru fasulye, bir kiloluk domates salçası, yarım kilo kıyma, iki kilo elma, bir kilo portakal. Malzemelerin çeşitli bakkal ve marketlerden satın alındığı ve kasa fişi üzerinden gerekli takibata geçildiği bildirildi.
Bir başka askeri otomobilde ise İngiliz anahtarı, karga burun, pens, conta, tornavida, çekiç ve hem değişik boyutlarda hem de çok sayıda çivi ile vida ele geçirildi. Çivi ve vida sayımını titizlikle sürdüren polis, malzemelerin suikast planının teknik altyapısını oluşturma olasılığı üzerinde duruyor.
Dikkat çekici bir başka gelişme ise önceki gün Afyon’da meydana geldi. Afyon’da bir termal otele yıkanmak için resmi ziyaret yapan civan padişahının serbülentine, bir vatandaşın “kozmetik oda”yı sorması üzerine Afyon polisi alarma geçti. Afyon-Ankara ve Afyon-İzmir karayolunu bir süreliğine trafiğe kapatan polis yoldan geçen taşıtlarda kozmetik araması yaptı. El konan kozmetik malzemeler incelenmek üzere Ankara’daki özel yetkili savcıya gönderildi.
Öte yandan İstanbul’daki Ergenekon dalgasının ikincil savcısı Zekeriya Öz’e yılbaşı hediyesi olarak “hibe yoluyla tabancasını satan” Coşkun Sucukları’nın sahiplerinden Şamil Coşkun’un davranışını örnek alan bazı sucuk, pastırma ve kavurma üreticilerinin de Ankara’daki yargıç Kadir Kayan’ın güvenliğine katkı sağlamak için harekete geçtiği öğrenildi. Polis, yargıç Kadir Kayan’a çok sayıda işadamının hibe yoluyla tabanca, pompalı tüfek, lav silahı vermek için sıraya girdiğini açıkladı.
Türkiye’nin tarlafareleri!
HİSSELİK kıssayı Ömer Gemici anlatıyor:
“Adam, emekli olunca köyüne dönerek babadan kalma tarlasını sürer ve eker. Ürün biraz büyümeye başladığında tarlafareleri tarafından yok edilmeye başlanır. Farelerle başa çıkamayan adam bir arkadaşından yardım ister. Arkadaşı, “Farelerden kurtulmak için fareden kedi yapacaksın” der. Fareden nasıl kedi olur ki biçimindeki şaşkın bakışına “Düşün bulursun” der arkadaşı.
Adam üç tarlafaresi yakalayıp kafese koyar. Kafesteki farelere uzun süre yemek vermez. Fareler açlıktan ölmek üzereyken, daha önce öldürdüğü farelerden parçalarla bu fareleri beslemeye başlar. Fareler iyice semirince, onları tarlaya bırakır. Tarladaki fareler kendilerinden olduğu için bu kedi farelerden kaçmazlar ve kısa sürede bu kedi fareler diğer fareleri yiyerek yok ederler.
Kıssanın önemi, yaşamdaki uygulamalarının daha geniş ölçekte ülkeler düzeyinde karşımıza çıkması. Gangster ülkeler göz koydukları ülkeleri ele geçirmek için o ülke insanını kullanıyorlar, yani o ülkenin haininden kendilerine metres(!) ediniyor ve o ülkeyi kendi insanının hainliğiyle bitiriyorlar. Son örnek Irak! Sırada İran ve Suriye var. Soru şu: Bizim ülkemizin fareleri kimler? Bu farelerin sahipleri kim? Bu sıradan fareleri “kedi fare” yapan hangi ülkedir?”
Müzelik
Avni Kurtuldu: “Siyasi dönek Ertuğrul Günay ‘Kozmik alan müze olsun’ demiş. Kendisi de müzenin başköşesine yakışır!”
Korkunç
Ertan Somunkıran: “Recep, ‘Korku üzerine demokrasi inşa edemezsiniz’ demiş. Sanırsınız ki muhalefet konuşuyor!”
Pokus
Zekai Buluç: “Şirket kapatma şampiyonu Türkiye, okus-pokus ile en hızlı çıkan Türkiye yapılıverdi!”
Yağmur Deniz
Polis, Ankara’da asker avlıyor…
Rejimin teminatı
iş başında!
Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”