Meclis’e Ufuk Olacaktı, Tayyip’e Eğlence Oldu
22 Temmuz 2007 seçimlerinde DTP’nin desteğiyle İstanbul’dan Bağımsız Milletvekili seçilen, ancak duruşu ve yaptığı açıklamaların ardından, genel başkanı olduğu ÖDP’nin kongresinde uğradığı hezimet nedeniyle istifa etmek zorunda kalan ‘solcu’ Ufuk Uras bugün de formundaydı. Meclis’teki “Demokratik açılım” oturumunda konuşan ve çözümün sürdürülebilir olması için toplumsal desteğin alınması gerektiğini söyleyen Uras’ın, konuşmasına itiraz eden CHP’lilere yönelik sözleri AKP’lilerden büyük alkış topladı.
Kürt sorunun, yerinin ve nedenlerinin belli olduğunu, bu konunun bir asayiş sorunu olarak görülmemesi gerektiğini ifade eden Uras, sorunun çözümünde, artık tarihte kalması gereken endişelerin ileri sürülemeyeceğini belirtti.
Konuşmasına devam etmek için ek süre isteyen Uras, AKP’lilerin oldukça hoşuna gittiğinden midir nedir bilemiyoruz, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’den bu isteğine olumlu yanıt buldu. Bunun üzerine CHP’li vekiller bu duruma tepki gösterdi. Uras, CHP’lilere; “Ben 10 Kasım’da, kendimi ‘aç aç gecesinde’ zanneden milletvekillerinden değilim” diyerek karşılık verdi. Konuşmasına devam eden Uras, kendisine tepki göstermeye devam eden CHP’lilere yönelik bu kez de “Efendim bağırmanıza gerek yok! Bağıranlar haklı olsaydı, otobüs terminallerindeki çığırtkanlar, en haklı meslek grubu olması gerekirdi!” dedi.
Bu sözlerin üzerine CHP sıralarından sesler giderek yükselmeye devam etti ve Ufuk Uras itirazlara rağmen konuşmasına devam etti:
“Bu meselede sizin itirazınızın muhatabı Milli Eğitim Bakanı’dır! Mantık derslerine biraz ağırlık verilse, böyle manzaralarla karşılaşmayız”.
Uras’ın Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’yu işaret ederek, CHP’lilerin mantık dersleri alması gerektiğini ima eden sözleri Tayyip Erdoğan’ı oldukça güldürdü. Erdoğan’ın Çubukçu’yu uyararak Uras’ın konuşmasını işaret etmesi, Bakanlar Kurulu heyetini bir hayli keyiflendirdi”.
Dar Gün Dostu
Ufuk Uras’ın kimliğini irdelemekle uğraşmayacağız. Meclis’e ‘ufuk’ olarak girdiği 22 Temmuz 2007’den bu yana olan icraatlarına bir bakmak yeter de artar. AKP ne zaman darda kalsa bir ‘ambulans’ gibi yetişti ve yetişmeye de devam edeceğe benziyor. Özgürlük, eşitlik, kardeşlik gibi sol söylemlerle ortaya çıkan ancak yaptıklarıyla, kendisine oy veren insanları bile şaşırtan Uras’ın ilk icraatı Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı koltuğuna taşınmasına yardımcı olmak oldu. Oylama öncesi kendisini ziyaret eden Gül’e; “CHP’nin Meclis’e girmemesi çocukça” diyerek tüm yandaş medyanın ilgi odağı oldu ve manşetlerde boy gösterdi: “Gerçek solcu Ufuk Uras’tan solculuk dersi, Gül’e destek”.
Kendisini 28 Eylül 2009 tarihinde yeniden sahnelerde gördük. Uras, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında, siyaset yaptığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuyordu…
Ve bugün… Eylemler ortada.
Sözde bağımsız milletvekili Ufuk Uras’ın hangi değirmene su taşıdığını görüyoruz. Bizim naçizane bir önerimiz var. Sayın Uras, madem pek çok noktada AKP’yle aynı fikirdesiniz, gökkuşağı misali birçok rengi içinde barındıran (?) bu partiye katılın. Bir renk de siz olun. Boşverin yeni oluşum, partileşme gibi çabaları. Önümüzdeki günlerde siyaset sahnesi daha da ısınacak. Adımlarınızı hızlandırın…